İslam'da baskı ve zorlama yoktur -2-

İSLAM’DA BASKI VE ZORLAMA YOKTUR 2

Kuran’a göre bir insana İslam zorla yaşatılmaz.

Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin. (Gaşiye Suresi, 21-22)

Bu anlatım Kuran'a ve İslam'a uygun değildir

Alparslan Kuytul: Dinden dönen idam edilir.

İslam’a göre dinden çıkan mürted yani mürted öldürülür. Zina eden recm edilir ve bir de dinden dönen de idam edilir. HÜKÜM BUDUR BÜTÜN MEZHEPLERDE DE HÜKÜM BUDUR. BU HUSUSTA MEZHEPLER ARASINDA BİR TARTIŞMA YOK.

Kuran’da dinden çıkanın öldürülmesi yoktur. Zina yapanın idam edilmesi ya da Recm ile taşlanarak öldürülmesi yoktur. Kuran’a uyan Müslüman, bir insanı doğruya sadece davet eder, Allah dilediğine hidayet verir:

Onların hidayete ermesi, senin üzerinde (bir yükümlülük) değildir. Ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. (Bakara Suresi, 272)

Bu daveti de güzel sözle yapmakla yükümlüdür:

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et... (Nahl Suresi, 125)

Allah Katında değerli olan samimi imandır. Hurafelere dayalı anlayış ise münafıklığın yayılmasına sebep olur. Çünkü bir insanın ölüm korkusuyla inanmadığı halde dini yaşamaya mecbur bırakılması o insanı mümin değil Allah korusun münafık yapar.

Bu anlatım Kuran'a ve İslam'a uygun değildir

Cemal Nar: Dinden dönenin cezası ölümdür.

Gönül rızasıyla girmiş olduğu İslam dininden tekrar çıksa, küfre dönse, kafir olsa, irtidat suçunu işlemiş olur. Bu suçu işleyen insana mürted denir. BU SUÇUN CEZASI DA ÖLÜMDÜR.

İnsanlar dinlerinden dönerlerse, bu onların kendi tercihleridir. Allah ayette; “… Sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 217) diye haber vermiştir. Yani dinden dönenler bu dünyada kendi tercihlerini yaşarlar, daha önce yaptıkları boşa gitmiş olur ve hesaplarını ahirette Allah’a verirler. Kuran’a göre bu insanlara dünyada her hangi bir ceza veya yaptırım uygulanmaz.

Bu anlatım Kuran'a ve İslam'a uygun değildir

Halis Atilla: Bir kimse eğer dinden döner, İslam’ı reddederse hemen üç kere tevbeye çağırılır. ANCAK TEVBE ETMEZSE ÖLDÜRÜLÜR, onun cenazesi yıkanılmaz, üzerinde namaz kılınmaz cenazesi de Müslümanların mezarlarına defnedilmez.

Hiç kimsenin bir başka insanı inanmadığı veya inancını kaybettiği için cezalandırma hakkı yoktur.  “… Onlar mümin oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?” (Yunus Suresi, 99) ayetinden de anlaşıldığı gibi, insanları iman etmeleri için zorlamak Kuran’a uygun değildir.

Bir insanı inanmadığı halde inanıyormuş gibi yaşamaya zorlamak onu münafıklığa yöneltmektir ve büyük bir zulümdür.

Bu anlatım Kuran'a ve İslam'a uygun değildir

Mehmet Emin Akın: Namazı inkar etmenin haddi Ebu Hanefi’nin mezhebinde ölünceye kadar hapsedilmektir, yani yavaş yavaş öldürmedir. İmam Maliki’nin mezhebinde İmam Ahmed bin Hanbel’in mezhebinde, İmam Şafi’nin görüşlerine göre, üç gün kendisine mühlet verilir, ÜÇ GÜN SONRA KATLEDİLİR.

Dikkat edilirse Kuran dışı din anlayışında kişiyi yanlıştan sakındaracak sevgi dolu bir anlatım yoktur. Ya öldürmekle tehdit ya yavaş yavaş öldürmek amacıyla hapsetmek ya da öldürmek için 3 gün süre vermek vardır. Belki o insanın kaderinde o üç gün içinde değil, daha sonra hidayet bulmak vardır. Bunu Allah’tan başka kimse bilemez. O insanın hayatına son vererek bu imkanı elinden alınamaz.

Hidayeti nasip edecek olan Allah’tır. Allah’ın hidayet nasip etmediklerine müminlerin tutumu ise "Sizin dininiz size, benim dinim bana." (Kafirun Suresi, 6) hükmüyle tam bir inanç özgürlüğüdür.  

Kuran’ın Müslümanlara emri açıktır. Bu açık emrin uygulanmasıyla bağnaz zihniyetin oluşturduğu her türlü dayatma ortadan kalkacaktır:

"Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir." (Bakara Suresi, 256)