Yaşam ve Sağlık - 32. Bölüm - Ali Çiftçi, Klinik Psikolog

Ali Çiftçi, Klinik Psikolog - Kişisel Gelişim Federasyonluğu Başkanı

 

OKTAR BABUNA: İyi günler değerli izleyicilerimiz. Pınar hanımla beraber sunduğumuz bir Yaşam ve Sağlık programında daha birlikteyiz. Çok değerli bir konuğumuz var, Ali Çiftçi Beyefendi konuğumuz. Uluslararası Klinik Gelişim Federasyonu Başkanı, Klinik Psikologsunuz aynı zamanda. Çok çeşitli alanlarda faaliyetleriniz var. Buyurun.

 

PINAR AKKAŞ:  Hoş geldiniz programımıza.

 

ALİ ÇİFTÇİ: Teşekkürler. Klinik Psikoloğum evet. Kişisel Gelişim Federasyonluğu Başkanlığı yapıyorum aynı zamanda. Yurt dışında da faaliyetlerimiz var. St Clements Üniversitesi’nde öğretim üyesiyim. Oraya da gidip gelmeye çalışıyorum. Türkiye’de Ankara Üniversitesi İnsan İlişkileri Bölümü’nde faaliyet gösteriyorum.

İşimiz aslında temelde iletişim. Belki çağımız iletişim çağı ama en önemlilerinden bir tanesi de galiba iletişimsizlik. İletişimle ilgili de ilgili olmayan herhangi bir insan ne yazık ki dünya üzerinde yok. Anneler, babalar, çocuklar, patronlar, işçiler. Geçenlerde televizyonda bir haberde diyor ki; “bir işçi cinnet geçirdi ve karısını, iki tane çocuğunu da öldürdü. Üzerine kendisi de intihar eti.” Şimdi inancı olan bir insanın bu faaliyeti yapması çok mümkün değil sama niye bir insan bu noktaya gelir? Çok küçük bir nedeni olduğu hemen ardından yapılan bir araştırmada anlaşıldı. Neydi biliyor musunuz? Çok da komik ve ilginç bir neden. Son bir haftadır işine her gün beş dakika geç kalan biri bu adam. Ve işveren yanına çağırıyor ve ciddi bir fırça atarak bir daha geç kalmamasını söylüyor. Hassas bir arkadaş olduğu için, dışarıya çıkıyor. Fırçayı yedikten sonra dışarı çıkan bir işçi yanındaki arkadaşıyla bu meseleyi mutlaka bir konuşur uzatır ve çok da olumlu şeyler söylemez. Hatta patronuyla ilgili mümkünse, “beraber kurduk burayı, on beş sene önce şöyle bir adamdı, şimdi şöyle bir adam oldu, yerleri bile sildiğimi hatırlıyorum, işte insan kıymet bilmeli” diye bazı şeyler söylediğini duyar gibisinizdir. Bu arkadaşımız bu fırçanın hemen akabinde akşam eve biraz geç gidiyor, dışarıda alkol alıyor. Hemen akabinde eşinden fırça yiyor niye geç kaldığıyla ilgili. Hassas da bir arkadaş, eşine şiddet uyguluyor, eşi ona tekrar cevap veriyor. Ve kavganın neticesinde eşini vuruyor, sonra çocuklarını vuruyor alkolün etkisiyle ve kendisini de vuruyor. Bakın çok kolay bir şey belki ama küçücük beş dakikalık bir tartışma bir insanın ve bir ailenin ortadan kaybolmasına neden oluyor. Ama biz bunu izlerken haberlerde sadece şu bölümünü izliyoruz; “cinnet geçirdi ve ailesini de kendisini de öldürdü.” Peki aynı şey çok basit bir iletişim ustalığıyla ortadan kaldırılıp tamamıyla kişinin mutlu olabileceği bir hale getirilebilir miydi? Getirilebilirdi. Psikolojide bizim ailelerde de en büyük sorunumuz nasıl eleştiri yapacağımızı çok iyi bilmemek. Anneler çocuklarını nasıl eleştireceğini bilmiyor, eşler birbirini nasıl eleştireceğini bilmiyor, işveren işçiyi nasıl eleştireceğini bilmiyor. Biz psikolojide buna sandviç metodu diyoruz. Neden sandviç metodu? Hani iki ekmeğin arasında bir biftek varsa, iki tane güzel şeyin arasında yapacağınız ya da söyleyeceğiniz güzel ya da olumsuz şeyi söyleyin. Nasıl söylemeniz gerekir? O işveren bunu işçiye nasıl söylemeliydi? Yıllardır çalışan on beş senelik işçi. Diyebilirdi ki; “on beş senedir birlikte çalışıyoruz senden çok faydalandık, inanılmaz güzel işler yaptın, bize çok faydalı oldun, ancak son üç beş gündür özellikle beş dakikalık bir geç kalma diğer insanlara çok olumlu bir örnek teşkil etmiyor. Eğer buna da daha dikkat edersek çok uzun süre daha birlikte çalışabiliriz ve biz senden çok memnunuz” deseydi bu kişi dışarıya çıktığında iki önemli unsura dikkat ederdi. Bir, objektif bir kişi var karşısında, çünkü hem olumluyu görüyor hem olumsuzu görüyor. İki, yargılamadı, sorgulamadı sadece bir eleştiride bulundu diye o aile de ortadan kalkmamış olabilirdi. Sadece bakın basit bir yöntemde değişiklik insan hayatında çok ciddi bir değişikliğe neden olabiliyor. Yapılan bir araştırma var, 2001 yılında bu yana diyor ki, evlenen kadınlar üzerine yapılmış; evlenen kadınların evlenme nedenleriyle aynı kadınların boşanma nedenleri yüzde 72 birbiriyle aynı çıkmış. Aynı nedenle evlenmiş adamla aynı nedenle kocasıyla boşanmış. Nedir bu nendeler çok ilginçtir, diyor ki; çok yakışıklı diye evlenmiş, herkes ilgi gösteriyor diye boşanmış. Çok tutumlu diye evlenmiş, cimri diye boşanmış. Çok cömert diye evlenmiş, müsrif diye boşanmış. Yani insan bir şeyi nasıl isimlendirirse buna bağlı olarak tepkisi de ona göre değişiyor. Ya da zihin öyle bir çalışıyor ki aynı neden evlenmek için, aynı neden farklı isimlendirdiğinizde boşanmak için bir neden haline geliyor. Bizim için belki de iletişimi gerçekleştirdiğimiz tek bir zemin var, o da kelimeler. Kelimeleri düzgün seçtiğimizde aldığımız sonucun yüzde 100 hatta yüzde 500 değiştiğini söyleyebiliriz.

 


A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500