Şanlı Türk Ordumuz

"Ordumuz, Türk birliğinin,Türk kudret ve kabiliyetinin,Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir." M. Kemal Atatürk

Mazisi şanlı, geleceği parlak Türk ordusu yüksek karakterini ve üstün seciyesini Türk'ün ayak bastığı her karış toprakta tarih boyunca ispatlamıştır.
Tarihin bilinen en eski düzenliordusunu Türkler kurmuştur.
Doğuştan bir askeri zeka ve kabiliyete sahip olan Türklerin ismi, tarih boyunca “asker” kelimesiyle bir arada kullanılmıştır.
Türk askeri cesur, fedakar ve itaatkardır.
Kanının son damlasına kadar vatan topraklarını savunmaktan çekinmeyen kahraman askerlere sahip olan Türk Ordusu, tüm dünya uluslarına örnek olmuştur.
Ordumuz, iç ve dış düşmanlara karşı, ülkemizin varlığının ve bekasının en büyük teminatıdır.
Türk ordusu şanlı bir geçmişe dayanmaktadır. Ordumuz Balkan Savaşları'nda, I. Dünya Savaşı yıllarında, Çanakkale'de, Kut-ülAmare'de, Süveyş'te, Kafkasya'da ardından Kurtuluş Savaşı'nda savaşmış ve böylece tüm bu toprakları o asil kanıyla sulamış bir ordunun mirasçısıdır.
Ordumuzun caydırıcılığı, Türkiye Cumhuriyeti'ni 2. Dünya Savaşı'ndan korumuş, tüm Avrupa'yı işgal eden faşist lider Hitler'i ülkemizden uzak tutmuştur. Şanlı ordumuz Sovyet tehdidine karşı dimdik ayakta duran, Kore'de kahramanlık destanları yazarak tüm dünyanın gıptasına mazhar olan, Kıbrıs'ta gözüpekliğini ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiş bir ordudur.
Atatürk de Vatanın her yerinde destanlar yazan Türk Ordusunu en büyük destekçisi olarak görmüş ve şu sözler ile ordumuzun benzersiz özelliklerini övmüştür:

Türk Ordusu! Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldırmadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir borç bilirim.
(Cihat İmer, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten Seçme Sözler, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1981, s. 171)

Atatürk, Türk askerinin Çanakkale Savaşındaki destansı zaferi, yüksek manevi duyguları ile, dindarlığı, İslam’a ve Kuran’a bağlılığı ile kazandığına dikkat çekmiştir.

Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (yılgınlık) bile gösteremiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur. (Cihat İmer, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten Seçme Sözler, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1981, s. 169)

Tefsir alimlerine göre maide suresinde türk milletine işaret edilmektedir

Bir çok Tefsir âlimine göre Maide suresi 54. ayette övülen millet Türk milletidir.

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi'nin onları sevdiği, onların da Kendisi'ni sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. ( Maide Suresi, 54)

Başta Ömer Nasuhi Bilmen olmak üzere, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Said Nursi Hazretleri,Osman Keskioğlu, Celal Yıldırım gibi İslâm alimleri Türk milletinin bu ayetin sırrına mahzar olmuş ve Allah tarafından övülmüş bir millet olduğunu ifade ederler.

Said Nursi Hazretleri Maide Suresi 54. ayetinde Allah’ın geleceğini müjdelediği ve övdüğü milletin Türk milleti olduğunubildirmiştir.

 “Allahü Zülcelal Hazretleri, Kuran-ı Kerim’de “ÖYLE BİR KAVİM GÖNDERECEĞİM Kİ ONLAR ALLAH’I, ALLAH DA ONLARI SEVER”buyurmuştur (Maide Suresi, 54). Ben de bu beyan-ı İlahi karşısında düşündüm. BU KAVMİN BİN YILDANBERİ ALEM-I İSLAM’IN BAYRAKTARLIĞINI YAPAN TÜRK MİLLETİ OLDUĞUNU ANLADIM.” (Necmeddin Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, s. 233-234.)
 

Peygamber efendimiz(sav) hadislerinde türk milletine dikkat çekmiştir

Türkler Peygamberimiz(sav)  tarafından birçok hadiste övülmüş bir millettir. Bu hadislerin bazılarında açıkça Türk adı geçmekte, bazılarında Türklerden "Kantura Oğulları" şeklinde bahsedilmekte, bazı hadislerde de Türklerin ırki ve fiziki özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.

Peygamberimiz (sav) İstanbul’un fethini bir hadisinde şöyle haber vermiş ve bu fethi gerçekleştirecek olanlardan övgüyle söz etmiştir:

Konstantiyye (İstanbul) mutlaka feth olunacaktır Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır ve o asker ne güzel askerdir Buhari (et-Trah-ul Kebir, cilt 1, kısım 2, sayfa: 81) Ahmed bin Hanbel (Müsned IV/42, kahire 1313) El-Hakim (el-Müstedrek IV/42-422, Haydarabat 1335)

Peygamberimiz (sav) ‘in Türk milletine dikkat çektiği bir diğer hadis ise şöyledir:

Şanı yüce olan Allah şüphesiz bana ümmetime(kırmızı çehreliler sayesinde)İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Zira bana kırmızı çehrelileri TÜRKLERİ yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler, Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI)

Bediüzzaman’ın Dilinden Türk Ordusu

BediüzzamanSaid Nursi Hazretleri, Türk Ordusunu İslâmiyetin en kahraman koruyucusu olarak görmüş ve sözlerinde Türk ordusundan “Kahraman ve mücahid ordu ve dindar millet” diye bahsetmiştir:
 

Türkler, bu millet-i İslâmiyenin kahraman bir ordusudur.” Emirdağ Lahikası-2 (224)

... “KAHRAMAN VE MÜCAHİD ORDUNUN VE DİNDAR MİLLETİN, ruhundaki nur-u îman ve Kur'ân ışığıyla hakikat-i hali göreceği...rivayetlerden anlaşılmaktadır. (Şuâlar, s. 514)

Üstad Hazretleri Risale-i Nur’larda Türk askerinden ve Türk ordusundan övgüyle bahsetmiştir.

Ben, bu mü­barek milletin kahraman or­dusunun mil­yon­lar ef­radı( bireyleri) ve zabitlerini(subay, rütbeli askerlerini) severim; hürmet­lerini, haysi­yet­lerini elimden gel­diği kadar muhafaza ediyo­rum.  (Emirdağ Lâhikası-l sf: 284)

Said-i Nursi Hazretlerine göre: Türk milleti tarihte İslâm’ın bayraktarlığını en iyi şekilde yapmıştır. Şimdiden sonra da İslâm’ın bayraktarlığını yine onlar yapacaktır.

İnşaAllah, yine Araplar ye’si bırakıp, İslâmiyetin kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesâ­nüd ve ittifak ile el ele verip Kur’ân’ın bayra­ğını dün­yanın her tarafında ilân edecekler­dir.» (Hutbe-i Şamiyesh: 44)