Münafıklar İslam’a nasıl hizmet edeceğimi bilmiyorum derken ajanlık için her şeyi yaparlar.

Adnan Oktar’ın 16 Kasım 2016 tarihli A9 TV röportajından


ADNAN OKTAR: Ali İmran Suresi 167’de “Biz mücadele etmeyi bilseydik elbette sizi izlerdik” dediler. O gün onlar, imandan çok küfre daha yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı.” Yani münafıklar hep öyle ‘ben ne yapacağım bilmiyorum? İslam’a nasıl hizmet edeceğimi bilmiyorum bana yol göster.’ Peki, münafıklıkta soruyor musun? Küfürle bağlantıda soruyor musun? Ahlaksızlık, alçaklık yaparken soruyor musun? İnce ince oyunlar, planlar hazırlarken soruyor musun? Sormuyorsun. İslam’a hizmet çok daha kolay ki. Senin yaptığın melanet ahlaksızlıklarla kıyaslandığında İslam’a hizmet çok daha kolay. Bir Kuran ayetini birisine öğretsen bir nimettir. Bir iman hakikati öğretsen nimettir. Mesela bir kuşun güzelliğini bile anlatmış olsan bir nimettir. Atomun yapısını anlatsan bir nimettir. Onu araştırsan bir nimettir. Zaten bilim baştan sona kadar İslam’ı anlatıyor. Allah’ın güzelliğini anlatıyor. Bilim şu an doğrudan İslam’ın hizmetinde bir sisteme dönüştü. Eskiden bilim küfür için kullanılıyordu. Şu an sadece İslam’a hizmet eden bir sisteme Allah çevirdi. Bilimin yönünü Allah çevirdi. Şu an bilim dendi mi, İslam’a hizmet eden sistem akla geliyor. Çünkü bilim ne bulsa mucizeler çıkıyor. Ne araştırsa Allah’ın harikaları ortaya çıkıyor. Münafıklar da ‘biz bilseydik size yardımcı olurduk, İslam’a hizmet ederdik’ mantığında oluyor. Yani münafığı buradan anlayabilirsiniz. Münafığın en yakındığı noktalardan birisi de budur. Kuran buna ehemmiyetle işaret etmiş.

Bu illa adam tabii yüzde yüz biz münafık teşhisi yapmakla mükellef değiliz. Münafık alametini görürüz biz. Hiçbir zaman için bir kişiye kesin münafıktır diyemiyoruz. Ama yoğun olarak münafık alametlerini görürüz. Alameti vardır yani. Onun için şahıslara münafıktır diye teşhis koymak değil de münafık alameti var diyebiliriz.