Münafık, müslüman gibi görünmekten şiddetle kaçınır

MÜNAFIK, MÜSLÜMAN GİBİ GÖRÜNMEKTEN ŞİDDETLE KAÇINIR

Münafıklar asla Müslüman gibi görünmek istemez -Müslümanları tenzih ederiz- Müslüman olarak bilinmekten utanç duyarlar. İman edenlerin olmadığı veya onların kendilerini görmediklerini düşündükleri yerlere gittiklerinde, aynı küfürden biriymiş gibi davranırlar. Müslümanlarla birlikte görünmek çok ağırlarına giderken, küfürle anıldıklarında mutlu olurlar. Adlarının onlarla anılmasında sükse ararlar. Kendilerine ait sosyal medya hesaplarında küfrün ruhunu yansıtan paylaşımlar yapmalarının nedeni de yine bu bakış açılarıdır. Günlük hayatlarında olduğu gibi, o platformlarda da Müslüman gibi görünmekten kaçınırlar. Hemen her fırsatta kalplerindeki şeytani yönü açığa vuran ve küfre sempati duyduklarını hissettiren paylaşımlarda bulunurlar. Müslümanlara kendilerini sezdirmemek için birkaç imani paylaşım yapsalar da, bunların diğerlerinden çok daha az ve fark edilmeyecek şekilde olmasına özen gösterirler.

Bu sinsi taktiklerle hareket eden münafığın unuttuğu önemli bir konu vardır: Münafığın Müslümandan farkı, üzerindeki küfri alametlerden zaten hemen anlaşılmaktadır. Ve bu da onun için çok küçük düşürücüdür. Müslüman nur gibidir; güzel ahlakıyla, asaletiyle, kalitesiyle, keskin aklıyla, sevgisiyle tüm insanlara örnek bir varlıktır. Girdiği her yer nur gibi aydınlanır. Tüm dünya için hayırlı bir insandır. Onun ahlakının, sözlerinin, tavırlarının ulaştığı her yer insanlara fayda ve hayır getirir. Sosyal medyada bir Müslümanın paylaşımlarıyla karşılaşan her insan, -iman etsin ya da etmesin- bu güzel ahlaka ister istemez hayran olur ve etkisi altında kalır.

Müslüman olmak bir insan için büyük bir şereftir. Münafığın, Müslümanlar gibi olmadığını vurgulamak istemesi, iman edenler için hayra dönüşür. Böylece münafığın kalbindeki kötülük, imansızlık, küfre olan yatkınlık ve Müslümanlara duyduğu kin ve öfke ortaya çıkmış olur.

 

ADNAN OKTAR: "Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, derler ki: "Şüphesiz, sizinle beraberiz." Benim onlarla aslında hiç beraberliğim yok diyorlar. Onun için Müslümanlarla beraber anılmak istemez münafıklar. Çok çekinirler. Müslümanlarla adlarının çıkmasını hiç istemezler. "Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz." (Bakara Suresi, 14) "Eğleniyoruz onlarla, istihbarat topluyoruz, onları kullanıyoruz. Bizim onlarla bir işimiz olmaz" derler. Müslümanla adının çıkmaması münafık için çok hayatidir. Küfür içinde rahat hareket etmesi için buna ihtiyacı olur. Kendi kafasına göre tabii." (A9 TV, 24 Ocak 2016)

ADNAN OKTAR: "Bir münafığın hastalığını anlamak istiyorsanız asrımızda Allah kolaylık yaratmıştır. Bakın Facebook'una, internet sayfalarına, bütün hastalığını görürsünüz, tablo gibi karşınıza çıkar. Kimlerle görüşüyor, ne yapıyor, Allah'a bakış açısı nedir, Kuran'a bakış açısı nedir? Bu sayfalarda, Allah sevgisinden, Peygamber sevgisinden hiç bahsetmez münafık. Tek kelime dini konulardan bahsetmek istemez, ağırına gider, utanç duyar." (A9 TV, 25 Ocak 2016)

MÜNAFIK, DİNİ ESERLERİ OKUYAN BİRİ OLARAK TANINMAK İSTEMEZ

Münafığın önemli bir özelliği de dini anlatan eserleri okumaktan şiddetle kaçınmasıdır. Münafıklar tüm benlikleriyle şeytanın dünyasına kanalize oldukları için Kuran ayetlerini, Allah'tan, dinden bahseden kitapları okumak hiçbir şekilde istemezler. Kuran'daki, küfrün sapkın mantıklarını yerle bir eden muhteşem üslup onlara müthiş bir ızdırap verir.

Buna karşın münafıklar, küfrün felsefesini savunan kitapları büyük bir şevkle okurlar. Bu kitaplardaki şeytani izahlar ve küfri mantıklar karanlık ruhlarıyla örtüştüğü için, onları okumak çok hoşlarına gider. Özellikle de ellerinde, çantalarında, bulundukları mekanlarda bu kitaplarla görülmek onlar için çok hayati bir konudur. Bu nedenle inançsız insanlar arasında popüler olmuş dinsiz-ateist yazarların kitaplarını satın alıp yanlarında bulundurur, evlerinde de bunları görülecek bir yere koyarlar. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya sitelerinde bu kitapları okuduklarına dair paylaşımlar yaparlar. Ellerinde bu tür bir kitabı okuyor gibi tutarken ya da bu yazarların kitaplarının yer aldığı bir kütüphanenin önünde poz verirken çektirdikleri fotoğrafları sosyal medya hesaplarına yüklerler.

Elbette buna benzer davranışlara münafıklar dışında pek çok insanda da rastlanabilir. Ancak onlar, dürüstçe fikirlerini ortaya koyan, dinsiz, ateist ve imansız olduklarını açıkça ifade eden kimselerdir. Dolayısıyla bu inançlarını destekleyen faaliyetler yapmaları da olağandır. Münafığın farkı ise, 'dinsizliğini gizlemesi'; insanlara 'iman ettiğini' ve 'İslam'ı savunduğunu' söyleyip ardından da paylaşımlarıyla sinsice dinsizliğin propagandasını yapmaya çalışmasıdır.

İşte bu nedenle münafıklar Kuran'ın göründüğü, Allah'tan, dinden bahseden İslami eserlerin yer aldığı bir paylaşım yapmaktan kaçınırlar. Bu davranışlarındaki amaçları, küfürdeki züppe insanların beğenisini kazanmak, onların gözüne girmektir. Bu yolla onların dikkatini çekmek, onlar tarafından takdir edilmek isterler.

Onlar emek emek küfrün beğenisini kazanmak için çaba harcarken, ortaya koydukları küfri model ile Müslümanlara karşı kendilerini ele vermiş olurlar. Tüm bu yapıp ettiklerinden, Allah'ı seven samimi bir Müslüman değil, aksine küfre hayranlık duyan ve münafık özelliği gösteren insanlar oldukları açıkça anlaşılır. Elbette ki bu durum aralarında samimiyetsiz bir insan olduğunu görme imkanı bulan Müslümanlar için bir rahmettir. Tedbirli davranmaları ve dikkat etmeleri gereken bir kişiyle birlikte olduklarını anlamış olurlar.

 

ADNAN OKTAR: "Allah Müminun Suresi 67. ayette; "Ayetlerime karşı büyüklük taslayarak" diyor, yani İslam'a, Kuran'a karşı büyüklük taslayarak. Mesela münafık Kuran ile resim çektiremez, utanır. Adının Müslüman ismi olmasından utanır. İslam'ı anlatan kitaplardan utanır. Allah'tan utanır (Allah'ı, Kuran'ı ve dini konuları tenzih ederiz). "La İlahe illaAllah Muhammeden Resulullah" yazan bir yazının yanında resim çektirmek istemez. Ama böyle, entel, dinsiz, imansız olanların gölgesinde olmayı ister. Onlarla tanınmak ister. Allah, "Ayetlerime karşılık büyüklük taslayarak gece vaktinde hezeyanlar sergiliyordunuz" diyor. İşte münafık hezeyanlar sergiler, yani zırvalar. Psikopatça, mesela gizlice yazışıyor, telefonla yazıyor, internetten yazıyor veya gece yarısı giyiniyor, gizlice bir yerden inip bir yere gidiyor. Diğer münafıklarla bağlantı kurup onlara bilgi veriyor. (A9 TV, 24 Ocak 2016)

 

ADNAN OKTAR: "Mesela asrımıza bakın, münafık internette paylaşım sitelerinde "Müslümanım" der. Ama Müslüman olduğuna dair bir ifade; bir ayet, bir Kuran resmi, Kuran ayetlerini anlatan ifadeler veya Müslümanların herhangi bir eylemi ya da Kuran'dan anlatımlarını münafığın sayfasında, yazılarında görmek mümkün değildir. Şimdi asrımızda ne var? İnternet var, internetteki çeşitli paylaşım sayfaları var. Oralarda hep küfürle anılmak ister münafık. Müslümanca anılmak istemez. Mesela sayfasında ayet olması çok rahatsız eder münafığı. Onu -haşa- küçük düşürücü bulur. Facebook'unda ayet paylaşmak veya Kuran ya da Müslümanlara yer vermek münafığın çok ağırına gider. Elinden gelse hepsini çıkarıp silmek ister ama tamamen deşifre olacağını bildiği için, istemeye istemeye kerhen koyar. Ama nefret eder, ona göre küfürdür asıl insanlık. Asıl sükse küfürdür. Müslüman olmaktan çok utanç duyar, kafir ruhu olduğu için.(dini konuları yenzih ederiz)" (A9 TV, 29 Ocak 2016)