Münafık, istihbarat amacıyla Müslümanları sürekli izleyip gözetler

 MÜNAFIK, İSTİHBARAT AMACIYLA MÜSLÜMANLARI SÜREKLİ İZLEYİP GÖZETLER

Münafığın Müslümanlar arasında yaşadığı zamanlar, onun ince ince gelecekteki hayatının alt yapısını oluşturduğu ve küfre yatırım yaptığı dönemlerdir. Bu hayatının yapı taşlarını oluşturacak olansa, Müslümanlar aleyhinde yaptığı faaliyetler ve küfre taşıdığı istihbarattır. Küfrün gözüne girebilmesi ve onlardan elde edeceği menfaatler, Müslümanlar hakkında onlara akıttığı bilginin çokluğuna ve önemine bağlıdır. Kendince onlara ne kadar işe yarar bilgiler aktarabilirse, küfürdeki insanlar da onu, o kadar yakın dostları edineceklerdir. Ve onlara ne kadar sıcak bir dost olabilirse, onların küfürde ona sunacakları imkanlardan da o kadar iyi istifade edebilecektir. Böylece küfürde, kendine o oranda çıkar sağlayabilecek, o kadar iyi bir itibar ve çevre elde edebilecek ve bunun sonucunda da kendince istediği hayata o kadar yaklaşmış olacaktır.

İşte bu kirli hayallerine ulaşmanın yolunun 'Müslümanlardan elde edeceği bilgilere ulaşmak olduğuna' inanan münafık, gününün büyük bölümünü 'Müslümanları izleyerek' geçirir. Allah Kuran'da münafıkların bu sinsi yöntemini, şeytandan Allah’a sığınırım, "Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar..." (Nisa Suresi, 141) ayetiyle haber vermiştir. Münafık sabahtan akşama kadar Müslümanların peşinde dolaşarak onların 'neler yapıp ettiklerini, nelerden bahsettiklerini, kimlerle neler konuştuklarını' öğrenmeye çalışır. Nerede birkaç kişinin sohbet ettiğini görse, hemen bir bahaneyle oraya gidip yanlarında durmaya çalışır. Birinin telefonda konuştuğunu duysa, hemen oraya yaklaşıp başka bir iş yapıyormuş gibi davranıp anlatılanları dinlemeye uğraşır. Bilgisayarında biriyle yazışan birini gördüğünde, yine orada işi varmış gibi yaparak, tam da bilgisayarın ekranını görebileceği şekilde durup yazılanları okumaya çalışır. Fark ettirmeden bir Müslümanın telefonunu alıp, rehberindeki isim ve telefon numaralarının kopyasını kendisine alır. Ya da sadece kısa bir şeye bakacağını söyleyip bir Müslümanın bilgisayarını kısa bir süre için de ödünç alıp, içinde neler olduğuna bakmayı amaçlar. Akşama kadar münafığın sinsi gözetlemesi bu şekilde sürüp gider. Sonrasında ise münafık gizlice küfürdeki dostlarıyla bağlantıya geçer ve -küçük büyük- gün boyunca şahit olduğu her şey hakkında edindiği bilgileri onlara aktarır.

Müslümanlar zaten hayatlarıyla, ahlaklarıyla, yaptıkları hayırlı faaliyetleriyle şeffaf bir hayat yaşayan, toplumdaki herkesin iyiliğini düşünen temiz insanlardır. Dolayısıyla da gizlileri saklıları yoktur. Tüm hayatları, amaçları, çabaları zaten ortadadır. Bu nedenle münafığın elde ettiği bilgiler, münafık ne kadar istese de, Müslümanların aleyhine bir sonuç getirmez.

Ancak münafık şeytani bir eylem yapabilmiş olmanın verdiği kendine güven ve küfürdeki dostlarının gözüne girebilmiş olmanın heyecanıyla, bu yaptıklarından dolayı kendi kendine sevinir. Oysaki şeytanla ve küfürle yaptığı her işbirliği dünyada da ahirette de onun aleyhine olacaktır. Müslümanlar ise, münafığın tüm sinsi oyunlarına ve tuzaklarına rağmen mutlaka galip geleceklerdir. Allah bir ayette inkar edenlere Müslümanların aleyhinde kesinlikle yol vermeyeceğini şöyle bildirmiştir:

Şeytandan Allah’a sığınırım

Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez. (Nisa Suresi, 141)