Luca Steinmann Suriye’den Gelen Filistinli Mülteciler Hakkında Konuşuyor

Sunucu: Suriye’den gelen Filistinli mültecilerden bahsettiniz. Bunun Filistin-İsrail çatışmasını genel olarak nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? 

 

Luca Steinmann: Evet, bildiğimiz gibi 1947-48’lerden bu yana Orta Doğu’nun tamamına yayılmış, kendi ülkelerini ve evlerini terk etmek zorunda kalmış bir çok Filistinli var. Ve Suriye’deki bu çatışmalar sırasında yalnızca bir tarafa ya da diğerine destek vermediler, yani Filistinliler de şu anda bölünmüş durumda. Ve bu yalnızca Suriye için değil, örneğin Lübnan’daki Filistinli mülteci kampları için de geçerli.  Bazı Filistinli kişi ve fraksiyonlar Şia cephesi ve Beşar Esat’ı desteklerken, bazıları da sözde Sunni cephe diye adlandırılan fraksiyonlara katılıyor. Bu durum Filistin trajedisi ve Filistinliler konusunun bu çatışmadan nasıl etkilendiğini de göstermiş oluyor. Ve bana gore, en büyük sorun 1923’den sonra, sözde başvurularından sonra, iki devlet çözümü başvurusuna karşı çıkıştan bu yana, yurt dışında bulunan bir çok Filistinlinin, kendilerini kendi kurumları tarafından unutulmuş hissediyor olması. Çünkü Filistin’de iki devlet fikrini kabul etmek demek, ülke dışında bulunan ve bazı durumlarda o topraklar dışında doğup büyümüş olan bu Filistinlilerin, kendilerini ait hissettikleri ülkelerine bir daha hiçbir zaman dönememeleri demek. Yani ülke dışındalar ama yine de geri dönmek istiyorlar ve kendilerini Filistinli olarak hissediyorlar, kendi kültürlerini muhafaza ediyorlar ve gerçekten de büyük bir literatürleri var. Bunu söylerken Hasan Kanafani’yi, Mahmut Derviş’I ve diğer önemli gazetecileri düşünüyorum.  Yani Filistin-İsrail sorununa bir çözüm bulunmadığı sürece bu Orta Doğu’daki tüm diğer çatışmaları, tüm diğer gerilimleri de etkileyecektir.