Kokain komplosunu nasıl daha önceden bildiniz?

Sayın Adnan Oktar’ın 12 Aralık 2017 tarihli A9 TV’deki canlı yayınından.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Adnan Bey, kokain komplosunu önceden nasıl bildiniz?

 

ADNAN OKTAR: Onu iki gün öncesinden gazetelerde yazmaya başladılar. ‘Kokain içtiği iddia ediliyor’ falan demeye başladılar. Anladım ki o şekilde bir komplo yapacaklar. ‘Kokain içtiği iddia ediliyor’ dediler. Kokain kullandığı kokain. Hatta Vatan Gazetesi miydi tam hatırlamıyorum da, onu bulurum zaten getiririz. Oradaki ifadeden anladım ki bu tarz bir komplo yapılacağını faksla duyurdum. Emniyet Müdürlükleri falan her yere yazdım. İki gün öncesinden faksla yazdım. Üçüncü gün gözaltına alındım İzmir'de. 72 saat gözaltında tuttular. Kanımda çok yüksek dozda kokain çıktı. 72 saat. Halbuki kokain vücutta 24 saatte sıfırlanıyor tamamen atılıyor hiç kalmıyor. Yani kanda sıfırlanır. Benim kanımda en yüksek oranda 5 / 7 mg çıktı. Emniyette verildiği anlaşıldı, yiyecekle verildiği anlaşıldı. Hakim zaten o yönde adli tıbba sordu. Adli tıp o zaman FETÖ'cülerin falan cirit attığı bir yerdi. Yedi kere sorduk, yedisini de anlamazdan geldiler. Gram mı demek istediniz, santim mi? Ay pardon neydi? Tam anlayamadık. Bir daha soruyoruz. Ya diyor, sizin anlatmak istediğiniz kokain anlamında soruyorsunuz değil mi diyor. Evet diyoruz kokain yemekle beraber verilmiş. Haa diyor, gramla santimi tam karıştırdık diyor. Bak götüreyim, inanamazsınız yani. Yedi kere sordurduk. En sonunda tabii ki olmaz diyor. Yani biz dedik ki kardeşim, bize açıkça söyle, 24 saat bir insanın kanında kokain kalır mı? Yedi kere sorduk cevap vermediler. Ne uzatıyorsun işte? Kalmayacağı bütün tıp kitaplarını her yerde yazıyor. Ne uzatıyorsun? Sonunda döşendiler tabii. Dediler, emniyete verilmiş dediler. Yani ne uzatıyorsunuz? Emniyette verildiği anlaşıldı. Emniyette kimin getirdiğini araştırmadılar. Eve kokaini kimin getirdiğini onu da araştırmadılar. Kapandı gitti konu.

Hürriyet Gazetesi falan sürmanşetten verdi. ‘Adnan Hoca kokainman çıktı’ falan çıktı. Göstersene. Sabah Gazetesi. Sabah yapmıştı o zaman. Beraat edince de hiçbiri haber yapmadı. Adli tıp raporunu da haber yapmadılar. Adli tıp emniyette verilmiş dedi. Onu da haber yapmadılar. Hatırladığım kadarıyla Sabah Gazetesi’ndeydi, evet Sabah. İki gün öncesinden kokain kullandığımı yazdı. Anladım ki komplo o tarzda yapılacak. Çünkü diyor işte adam, evin ortasında diyor esrarı yaktıkları diyor, kokain içtikleri diyor falan. Şeklini şemailini tam anladım, dedim ki evimize herhangi bir yere, kaçak silah koyabilirler, uyuşturucu koyabilirler, her şeyi yapabilirler, kokain koyabilirler. Buna göre tedbir alınsın dedik. Bütün emniyete, her yere yazı yazdım. Sonra ben gözaltına alınca emniyette hakime dedim, “Efendim ben her yere faks ettim zaten iki gün öncesinden” dedim. “Komplo yapılacağına dair” dedim. Hakim hemen anladı durumu. Polisleri dizdi böyle 20 polis. Ya dedi “ben hayatımda ilk defa bir eve aramaya 20 polisle gidildiğini görüyorum” dedi. “En fazla 3 polis 5 polis gider” dedi. En fazla arama yapmaya en fazla. Ev çok büyükse en fazla 5 polis. Zaten küçük bir ev 3 polis. “20 polisle gitmişsiniz” dedi. “Bu neyin nesi” dedi. “Bir de elinizden koymuş gibi 3 dakikada bulmuşsunuz, hayret” dedi. Bak bunu derken polislerin hepsi elli kollarını bağladılar. Başları önde, keşke onların fotoğrafları olsa da gösterebilseydik. Hepsinin başı önde yere bakıyorlar. Kollarını bağlamışlar, böyle suçlu yakalasın ya aynı o şekilde. Benim ifademi aldı dedi ki, “senin ifaden çok samimi, onu yazın” dedi. “İfadesinin samimi olduğu görüldü” dedi. “Adli tıptan sorulsun” dedi. Yani “yemeğe katılarak kokain verilebiliyor mu? Bu anlaşılsın. Bir de 24 saat işte kanda kokain kalıyor mu? Bunu tespit edilsin” dedi. Adli tıp yani içler acısı, sorulan soruları bir görseniz. Bir türlü anlayamıyor. “Gram mı mikrogram mı dediniz” diyor. Açıkçası gram diyor işte, mikrogram diyor. Neyini anlamıyorsun? Yok kilo. Tabii ki mikrogram. “Efendim anlayamadım” diyor.

 

-Beraat kararınızı da görebiliriz. Beraat kararı.

 

ADNAN OKTAR: Bak “beraatine” işte bu kadar.

Bak “kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olduğundan.” Dikkat edin “kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden” diyor. Şimdi kardeşim bundan kesin delil olur mu? Kanında çıkmış. Evde de çıkmış, bitti. Ama mahkeme ne diyor? Kesin ve inandırıcı delil olmadığından. Çünkü eve de polisin götürdüğünü anladılar, yiyeceğe de polisin, o ikisi de tespit edildi ama hangi polis koydu onu tespit edemediler, etmediler. FETÖ'nün fink attığı dönemler.

Bak “Adnan Hoca” Sabah Gazetesi manşetten vermişti. Göstersene. Bak görüyor musun? Ne diyor? “Kokain partileri ve uyuşturucu” diyor. “Adnan Hoca'nın ağına düşürdüğü gençleri kokain partileri ve uyuşturucuyu alıştırdı” diyor. Görüyor musun? Kokain. Onu ben okuyunca Sabah Gazetesi bunu manşetten verdi sürmanşet. Ana sayfa bununla doluydu. Anladım ki komplo o şekilde yapılacak. Hemen her yere faks çektim. Silah da bulundurabilirler, evde öyle bir şey de yapabilirler dedim. Her şeyi yapabilirler. Nitekim tam teşhis 12'den oldu. Yoksa ben içerideydim. Eğer adli tıbba gitmeseydik, adli tıbbın anlamadım pardonuna da direnmeseydik ve faks çekmeseydim önceden, kokainden içerideydik.