Gördüğümüz ve sahip olduğumuz her şeyin sadece beynimizde oluşan görüntüsüyle muhatabız

 

GÖRDÜĞÜMÜZ VE SAHİP OLDUĞUMUZ HERŞEYİN SADECE BEYNİMİZDE OLUŞAN GÖRÜNTÜSÜYLE MUHATABIZ

Az sonra izleyeceğiniz konu  21. yüzyılda bilim dünyası tarafından kesin olarak
 ispatlanmış bir gerçektir!

Bu filmi izlerken size televizyonun kaç metre uzağınızda olduğu sorulsa, muhtemelen birkaç metre dersiniz.
Fakat doğru cevap bu değildir. Çünkü siz “birkaç metre ilerideki” televizyonu değil, beyninizin algı merkezindeki televizyonu seyrediyorsunuz.
Sizin gördüğünüz dışınızdaki televizyon değil, beyninizdeki görme merkezinizde oluşturulan televizyon görüntüsüdür.
Dışarıdan beyninize giden elektrik sinyalleri bir görüntü olarak algılanır.
Bu gerçek Allah'ın çok büyük bir mucizesidir.
Çünkü Allah, etten, yağdan, proteinden oluşan minicik bir noktada renkli, ışıklı, derinlik hissi veren, hiçbir bulanıklığı, kayması veya kararması olmayan, kusursuz netlikte ve kalitede bir görüntü yaratmaktadır..
Gerçekte herkes kafatasının içinde beynine yerleştirilmiş küçücük bir odada yaşar.
Hiçbir insan, ne yaparsa yapsın kafatasının içindeki bu odadan dışarı asla çıkamaz. Beyninde gördüklerinin asıllarına asla ulaşamaz.
Bu bilimsel gerçek, Allah'ın yaratışındaki ihtişamı ve benzersizliği göstermesi açısından çok önemlidir. Şu önemli gerçeği unutmayın:

MADDENİN ASLINA ASLA ULAŞAMAYIZ. BİZ ANCAK BEYNİMİZDE GÖRDÜKLERİMİZİ YAŞARIZ.

ADNAN OKTAR : Konuşuyoruz şu an, beynimizin içinde konuşuyoruz. Bizi seyrediyorlar şu an televizyondan, televizyon seyrediyoruz zannediyorlar, halbuki beyninin içindeki şu kadarcık yerde seyrediyor. Herkesin televizyonu kafasının içindedir, herkesin özel televizyonu vardır. Allah’ın yarattığı özel televizyonu seyreder herkes. Dışarıdaki televizyonu hiç kimse seyredemez. Dışarıdaki televizyonun ışığı yok ki seyretsinler. Simsiyah karanlıktır, saydamdır. Dışarıdaki televizyon elektro manyetik dalga yayar. Herkes beynindeki özel, şahsi televizyonunu seyreder. O da şu kadar yerde olur. Tam renkli olarak seyrederler ve stereo sesle seyrederler. Herkesin ayrı, özel mülküdür, Allah tarafından özel yaratılır kafasının içinde. (24 Mayıs 2011)

Bir deniz manzarasını seyrettiğinizde, bu çok zevk aldığınız görüntünün, gerçekte beyninizdeki haliyle muhatap olursunuz. Yani siz, dışarıdaki gerçek denizi görmez, beyninizde oluşan kopyasını seyredersiniz. Görme merkezinizde tek bir ışık, tek bir renk veya kıpırtı bile yoktur, çünkü kafatasınız ışığı içeri geçirmez.  Ama siz bu zifiri karanlıkta masmavi denizleri, yemyeşil ağaçları, rengarenk çiçekleri, güneşin pırıltılarını ve renklerin her tonunu görebilirsiniz. 
Gemi ile kıtalar arası yolculuk yaptığını, kilometrelerce mesafe katettiğini zanneden biri aslında bir adım bile yol katetmemiştir. Çünkü bir gemide yolculuk yaptığını zannederken, gerçekte beyninin içinde gerçekleşen yolculuğu izlemiştir. 
Şu anda yanınızda bulunmayan bir arkadaşınızı gözünüzün önüne getirin. Onu bütün netliği ile görüyorsunuz. Kıyafetinin detaylarını, saçının rengini, sesinin tonunu hayalinizde çok net olarak canlandırdığınız bu insanı kim izliyor? 
İnsanın beyninin içindeki görüntüyü "görüyorum" diyen, beyninin içinde duyduğu sesleri "duyuyorum" diyen, kendi varlığının şuurunda olan bu varlık Allah'ın insana vermiş olduğu ruhtur.
Ruhumuz, beynimizde oluşan görüntüleri izlemektedir. Peki bu görüntüleri oluşturan kimdir?
Kapkaranlık beynimizin içinde, ışıklı, rengarenk, aydınlık, görüntüleri oluşturan, küçücük bir mekanda koskoca bir dünyayı meydana getiren insanın beyni olabilir mi? Böyle bir et parçası, en ileri teknoloji ile üretilmiş televizyonlardan daha net, renkleri son derece canlı olan bir görüntü oluşturabilir mi? Veya bu ıslak et parçası, en gelişmiş müzik setinden daha kaliteli, daha net, cızırtısız, stereo bir ses meydana getirebilir mi? Beyin gibi yaklaşık 1,5 kilo ağırlığındaki bir et parçasının bu kadar kusursuz algılar oluşturabilmesi elbette imkansızdır.

ADNAN OKTAR: Ünlü markalar daha halen insan beyninde oluşan bu görüntü mekanizmasının milyonda birini yapamadılar. Şu kadarcık etten oluşuyor. Televizyondaki alet edevata bir bakın. Dünyanın en kaliteli görüntüsü oluşuyor, üç boyutlu, hatta görüntü kalitesinden dolayı gerçekten var zannediyor adamlar.

BU GERÇEĞİ GÖRMEZDEN GELMEYİN VE MUTLAKA ÜZERİNDE DÜŞÜNÜN!

Ruhumuza tüm görüntüleri gösteren, tüm sesleri duyuran, ruhumuzun zevk alması için tüm tatları ve kokuları yaratan, tüm alemlerin Rabbi, herşeyin Yaratıcısı olan Allah'tır. Tek mutlak varlık Allah’tır ve O ‘nun varlığıheryeri sarıp kuşatmıştır.

Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)