Adnan Oktar'ın 6 Kasım 2017 tarihli A9 TV röportajından
İZLEYİCİ SORUSU: Evrim teorisine inanmamızın sakıncası var mı?
ADNAN OKTAR: Yani şu yönden sakıncalı, birkaç yönden sakıncalı. Birincisi, tesadüf gibi kör bir düşüncenin katrilyonlarca harika yapacağına inanmak. Yani muazzam bir geometri meydana getireceğine inanmak. Muazzam bir altın oran yapacağına inanmak. Fizik ve kimya kanunları yapacağına inanmak. Her şeyi ince ince tasarlayacağına inanmak, ruh yaratacağına inanmak, gören bir şuur, duyan bir şuur, dokunan bir şuur, koklayan bir şuur, tadan bir şuur meydana getireceğine inanmak, kalitesiz bir beyin görüntüsü verebilir. Kalitesiz bir düşünce görüntüsü verebilir. Çünkü böyle bir şeye inanan neye inanmaz yani? İnsan onu düşünür.
İkincisi, bu alenen Allah inancını ortadan kaldırmak için ortaya konmuş çok ilkel bir felsefe olduğu anlaşılıyor. Çok ilkel bir felsefe. Tarihin en geri devirlerinden beri bu var. Akatlar, Sümerler, eski Yunan hepsinde var. Hepsi aynı tesadüf ilahına inanmışlar. Burada da tesadüf ilahı var. Ayrıca bunu Müslümanların içine sokmaya çalışıyorlar. Bu da çok ayrı bir hata. Çünkü Allah'ın yaratılışı çok garip bir şekilde meydana getirdiğine inanıyorlar. Önce işte çamurlu bir su meydana geliyor. Sonra o suyun içinde bir protein yanlışlıkla meydana geliyor. Yanlışlıkla başka bir proteinle bir araya geliyor. Sonra yüzlerce protein yanlışlıkla birbiriyle çok düzgün birleşiyor. Sonra bu proteinler, yüzlerce birleşmiş proteinle yüzlerce başka proteinle yüzlerce düzgün biçimde birleşiyor. Ve sonunda bu protein topluluğu birdenbire hücre olmaya karar veriyor, hücre oluyor. Yani kepazelik, rezalet, diz boyu böyle insan utanıyor şu kafaya nasıl insanlar inanıyorlar, şu rezalete nasıl inanıyorlar, hayretler içinde kalıyoruz.
Bir kere bir proteinin tesadüfen meydana gelmesi bilimsel olarak imkansız. Sıfır ihtimal. Yani dantel gibi örülmüş karmakarışık bir sistem protein. Tesadüfen sularda, sellerle oluşacak bir şey değil. Teknik olarak elde edilemiyor. Laboratuvar şartlarında elde edemiyoruz. Değil ki sokakta çamurlu suyun içinde olsun. Bir tane protein, bir tane daha, bir tane daha, yüzlerce bir tane değil. O ne oluyor? Protein tozu oluyor. Canlanması yine mümkün değil. Hücre olması imkansız. Can verilme apayrı bir şey. Hücreyi yapsan bile canlanması ayrı bir konu. Canlanmaz.
Sen oturuyorsun, şu tesadüf, bu tesadüf, bu tesadüf. Milyonlarca tesadüfü kullanarak Allah insanı yarattı diyorsun. Milyarlarca tesadüf kullanarak yarattı diyorsun. Kuran'da da zer aleminde hazır yaratılmıştı diyor Allah. Belli ki bir oyun. İmanı ortaya kaldırmak için bir oyun.
Müslümanlar da yığılmışlar birçok büyük bölümü. Pakistan, Hindistan, Fas, Tunus, Cezayir, Libya. Hepsi Darwinizme yan yatmış büyük bölümü. Korkup yılıp Allah'a karşı inançları zayıf olduğu için Darwinizme inanmışlar, teslim olmuşlar ve bütün komünist sistemler sonra oturdu Orta Doğu'ya. Fas, Tunus, Cezayir'in hepsi komünistti tamamı. Yani komünist olmayan hiçbir ülke yoktu Müslüman ülkelerden.
Sonra Darwinizmi elhamdülillah panter gibi parçaladık. Orta Doğu'nun çehresi tamamen değişti. Fas, Tunus, Cezayir'de acayip çırpındılar. Suudi Arabistan'da acayip çırpındılar Darwinizme karşı ama güçleri yetmedi. Yerle bir ettik Allah'ın izniyle. Münafıklar o devirde bizi durdurmak için olmadık kepazelik yapıyorlardı. Küfür de ayrıca ataktaydı. Münafık ve küfrün bütün engellemelerine rağmen biz her konuda başarılı olduk, elhamdülillah.





