Adnan Oktar'ın 22 Kasım 2017 tarihli A9 TV röportajından
İZLEYİCİ SORUSU: Duygularınızı tüm açıklığıyla ifade edebilir misiniz?
ADNAN OKTAR: Duyguları tüm açıklığıyla ifade etmek doğru olmaz. Yani karşındaki insanın olgunluğu, akıl seviyesi, sevgi anlayışı, Allah'tan korkusu, Allah’a olan sevgisi, kapasitesi çok önemlidir. Ama karşındaki insan Allah'tan korkuyor, Allah'ı çok seviyorsa, imanlıysa, hep vicdanıyla hareket ediyorsa, samimiyeti tamsa, vicdanına tam uyuyorsa yani, muhakemesi, yargısı düzgünse, kalleş ve oyuncu değilse, sürpriz hareketler yapmayacaksa bu insana duygularını olduğu gibi aktarabilirsin. Ama değilse tabii ki o insanı kaybetme riski olduğu için diyelim, duygularını açıkça aktaramazsın. Çünkü iyi niyetini suiistimal edebilir. Mesela güzel bir şeyi heyecanlanıp aleyhine çevirebilir. Dengesiz tavırlar gösterebilir, dengesiz konuşmalar yapabilir. Olgun olmayan, nezakete uygun olmayan bir ruh haline girebilir. Ama o olgunlukta, o kalitedeyse tabii ki açık açık her şeyi anlatabilir, her şeyi konuşabilirsin. Ama bir genç kızı konuşarak normal konuşulabilir hale getirmek mümkündür. Yani bütün samimiyetinle, açıklığınla konuşabileceğin hale getirmek mümkündür. Ama güvence vermek lazım. Saygına, sevgine, hürmetine, onu koruyup kollayacağına, onun namusuna, iffetine, şerefine titiz olacağına, geleceğini düşüneceğine, dinine, imanına, mukaddesatına özen göstereceğine, yani onun maddi-manevi tehlikelerden korunması için gereken her şeyi yapacağına onu kâni edersen o zaman o genç kızla rahatça konuşabilirsin. Veyahut kişiyle.




