Çaresiz Çocuklara Yardım İçin Kaybedecek Zaman Yok

Anne babalar çocuklarının üzerine titrer; onların mutluluğu, sağlığı ve huzuru için tüm imkanlarını seferber eder. Bu, elbette güzel, aynı zamanda da haklı bir tavırdır. Şaşırtıcı olan ise, çocuklarına büyük değer veren bu insanların büyük zorluklar içinde yaşayan başka çocukları tam anlamıyla görmezden gelmeleridir.

Nitekim siz bu filmi izlerken de, dünya üzerinde çok sayıda çocuk tehlikeler ve güçlüklerle iç içe, hayata tutunmaya çalışıyor…

Ortadoğu’da devam eden çatışma ve savaşlarda bombaların hedefi oluyor.

Savaştan kaçıp Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışırken denizde boğuluyor.

Güney Asya’nın veya Afrika’nın fakir ülkelerinde yeterli gıdadan, temiz sudan, temel sağlık ve eğitim hizmetlerinden yoksun, sefalet içinde yaşıyor.

Küçük yaşta evlendiriliyor veya ağır işlerde köle gibi çalışmaya zorlanıyor.

Ailesinden veya arkadaş çevresinden şiddet görüyor…

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF’in yakın tarihli bir raporu durumun ciddiyetini ve çözümün aciliyetini bir kez daha hatırlatıyor. UNICEF’in 70. kuruluş yılında yayınlanan bu rapora göre, bugün gerekli önlemler alınmadığı takdirde, muhtemelen 2030 yılına kadar 5 yaş altındaki 69 milyon çocuk ölecek, 167 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşayacak, ilköğretim çağındaki 60 milyonu ise okula gidemeyecek.

Söz konusu rakamlar kesinlikle dehşet verici. Vicdanlı  insanlar için böyle bir kabus asla kabul edilemez,. Bir an önce yardım eli uzatmak hayati bir önem taşıyor.

Muhtaç durumdaki çocuklara yardım konusu gündeme geldiğinde, genellikle ilk olarak finans bulmanın güçlüğü dile getirilir. Oysa gereken maddi destek gelişmiş Batılı ülkeler ve zengin İslam devletleri tarafından kolaylıkla sağlanabilir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin silahlanmaya ayırdıkları payın çok cüzi bir kısmı dahi bu sorunu çözmeye fazlasıyla yeterli olur.

ABD’nin savunma harcamalarının yalnızca binde beşi ile dahi, açlık sınırındaki 66 milyon çocuk, yeterli ve dengeli beslenme imkanına kavuşabilir. Veya zengin ülkelerin sadece 6 günlük askeri harcama tutarı ile, dünyadaki tüm fakir çocuklar ilköğretime başlayabilir. 

Diğer bir ifadeyle, çözümü finanse edecek mali kaynak bulmak hiç de zor değil aslında.

Ayrıca yasalar hazırlanırken çocuk odaklı konular da dikkate alınmalı , onlara ücretsiz sağlık hizmetleri ve temel eğitim sağlanmalı, onların haklarını koruyup ihtiyaçlarını karşılayacak önlemler alınmalı

Asıl sorun ise, dünyayı saran korkunç eşitsizlik, adaletsizlik, bencillik ve sevgisizlik. Milyonlarca çocuğun çektiği derin acıların, içinde bulundukları perişanlığın gerçek nedenleri bunlar. Dolayısıyla, zengin ülkeler vahşi kapitalizmin acımasız ruhunu bir kenara bırakmalı; savundukları eşitlik, kardeşlik, adalet, sevgi, dayanışma gibi güzel değerler doğrultusunda hareket etmeliler.

Şüphesiz, yardıma muhtaç çocukların sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik destek ile birlikte, manevi desteğe de ihtiyacı var. Bu, çözümün genellikle ihmal edilen bir boyutu. Kesin çözüm için aynı zamanda onları sevgiyle kucaklamak, şefkatle, içtenlikle ve fedakarlıkla koruyup kollamak gerekiyor. Ayrıca onlara değer vermek ve saygı duymak; aklı yerinde, konuşulacak, görüş alışverişinde bulunulabilecek insanlar olduklarını onlara hissettirmek gerekiyor. Çocukları ve gençleri vahşi kapitalizmin, komünizmin yanlışlığına ve diğer zararlı ideolojilere karşı bilinçlendirmek, onlara sevgiyi öğretmek şart.

Geleceğin teminatı olan çocuklarımızın iyiliğine, mutluluğuna, neşesine katkıda bulunmak ve “kayıp nesiller” yetişmesinin önüne geçmek için herkesin bütün gücüyle çalışması gerekiyor.

 

Sayın Adnan Oktar'ın Gulf Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.gulf-times.com/story/505260/The-world-must-rally-together-to-help-children-in-