Canlı Sohbetler (8 Mart 2018; 18:00)

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Canlı yayınımıza başlıyoruz, inşaAllah. Adnan Bey hoş geldiniz.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk.

Şimdi Sait Halim Paşa Yalısı’nda yemek vardı oradan geliyorum, çok muhteşem. Muazzam böyle seçkin davetliler de vardı. Çok eski dönemlerde tanıştığım kişilerle karşılaştım. “Hocam” dediler “sana zaman diye bir konu etki etmiyor sana” dediler. “Olamaz böyle bir şey” dediler. Hakikaten onlar değişmiş, çok değişmişler. Ama “Zaman sana uğramıyor herhalde” dediler, maşaAllah. Sait Halim Paşa maşaAllah ne güzel şeyler yapmış, zevkliymiş Paşamız. Saray gibi yapmış, maşaAllah muhteşem. Tablo falan çok sanatkar ruhluymuş eski ecdat. Şimdiki gelenekçiler olsa o resme tükürürler mi artık bilmiyorum taşlarlar mı, muazzam bir tablo çok şahane salonda, dev tablo böyle çok şahane. Ecdat hep aklı başında, çok estetik ve süper kaliteliymiş. Sonra kalite bozulmuş. 

Evet, dinliyorum.

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Bitlis’te icra edilen operasyonda mayına basan Güvenlik Korucumuz Sedat Aktaş şehit oldu. Şehidimizin fotoğrafını görebiliriz.

ADNAN OKTAR: Sedat baba ne mutlu sana. Allah şehadetini makbul etsin, Allah kabul etsin. Deccalın saldırıları müminleri sürekli cennete şehitler alemine götürüyor. Güya onlar oyun oynadıklarını zannediyorlar. Her oyunda kendileri cehenneme müminler cennete.

Evet, dinliyorum.

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Adnan Bey, bugün Dünya Kadınlar Günü. Tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.

ADNAN OKTAR: Kadınlar günü her gün, sonsuza kadardır kadınlar günü, sonsuza kadar. Cennette her gün kadınlar günü vardır sonsuza kadar. Cennetin en güzel varlıklarıdır kadınlar. Kadınlar günü münasebetiyle hanımlar kendi aralarında bir toplantı yapmışlar Sait Halim Paşa Yalısı’nda. Beni de davet ettiler, yemekler, ortam, müzik, klasik müzik vardı muhteşem. Yani her şey çok güzeldi.

Evet, dinliyorum.

VTR: Ruhu olan insan intihar eder mi?

ADNAN OKTAR: Ruhu olan insan intihar etmez çünkü haram. Bir sebep de yok. İntihar edeceği bir boyuta da kaderinde gelmez. Yani intiharlık bir sebep oluşmaz. İntiharın nedeni ruh olmamasıdır. Yani ruhu olanın kaderinde öyle bir olay olmaz.

Evet.

ŞERİFKAN SÜLEYMANİYELİ: Cumhurbaşkanı Erdoğan kadının öneminden bahsederken sizin de daha önce defalarca üzerinde durduğunuz Hz. Hatice (ra)’ın Peygamberimiz (sav)’e olan desteği konusu üzerinden bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: “Peygamberimiz (sav)’e görev verildiğinde Hz. Hatice (ra) Validemiz onun tek dayanağıydı. Sevgili Peygamberimiz (sav) yetimdi, öksüzdü ve her şeyi Hz. Hatice (ra) Validemizdi. Validemize “beni ört beni ört” dediğinde Peygamberimiz (sav)’in bir ürpertisi vardı. O anda sevgili Peygamberimiz (sav)’e o gücü kuvveti Hz. Hatice (ra) Validemiz verdi biliyorsunuz. Ve o dayanışma ve bütünleşme gerçekten Hz. Hatice (ra) Validemizin şahsında bizim inancımızda kadını çok farklı bir yere doğru çıkartıyor” dedi.

ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam ne konuşsa çok güzel konuşuyor. Bugün yolda da çocuklar telefonda dinlettiler bir konuşmasını Kuran’la ilgili, helal olsun. Bir de dedim “bütün gençleri tembihleyeyim de herkesi Tayyip Hoca’yı desteklesinler” dedim. Çünkü bak yobaz takımı da sardırdı, yobaz takımı kudurdular. Aslında biraz erken dürtükledim gibi oldu ama iyi yaptım. Çünkü bunlar daha ileride daha tehlikeli olurdu. Ama modern gençlik Tayyip Hoca’yı tam anlamadığı için onlardan yana gibi zannediyorlar bir kısmı. Avrupa da anlamadı. Halbuki adamları idare etmesi gerekiyor da onun için. Baş belası olmasınlar diye idare ediyor. Yoksa hiç hazzetmediği tipler. Tayyip Hocam modern delikanlıdır, aklı başında, aydın, Atatürkçü, milliyetçi, vatanını milletini seven, devletini seven hakiki Kuran Müslümanıdır ve hakiki mümindir yani saf mümindir tertemiz. Yani arı mümin saf derken arı mümindir. Gençlere onun için anlatmak istiyorum.

ADNAN OKTAR: Devam edelim.

GÖRKEM ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan “Dinimizle bir konuyu değerlendirirken bırakın icmayı, sünneti asıl olan Kuran’dır. Kuran’a ters değilse mesele bitmiştir” dedi.

ADNAN OKTAR: Aslan aslan aslan aslan koçyiğit. Helal olsun sana kabadayı helal olsun. Sen bunu dedin ya bütün millet, bütün İslam alemi yanında maşaAllah. Bak gelenekçi Ortodoks hepsini göze alarak hakkı Allah rızası için söylemiş, helal olsun sana. Yedi ceddine rahmet olsun, maşaAllah. Sonuna kadar yanındayız sonuna. Tam bir Mehdi üslubu çok çok güzel.

GÖRKEM ERDOĞAN: Konuşmasının devamı şöyle: “Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığıyla popüler olmak için söylenen sözleri biz asla kabul etmeyiz. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler vardır. Kuran’da, sünnete, icmaya, kıyasa vakıf olmayan insanlara misal kabilinden bile olsa istisnai bir takım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda zücaciye dükkanına giren fil misali pek çok şeyi kırıp-dökersiniz. Bir bakıyorsun sünneti tartışıyor, diğeri icmayı tartışıyor. Ya bırak bu işleri. Asıl olan nedir? Bizim mukaddes kitabımız Kuran’dır. Kuran’a ters değilse mesele bitmiştir” dedi.

ADNAN OKTAR: İşte bu kadar şanlı kabadayı. Allah yolunu açık etsin. Sonuna kadar yanındayız sonuna.

GÜLEN BATURALP: Videosu da var.

ADNAN OKTAR: EvvelAllah. Göreyim. İşte bu kadar. Yedi ceddine rahmet olsun. Şimdi oradan buradan hırlamalar falan çıkar hiç önemi yok, millet olarak yanındayız. Hiç gönlünde fütur olmasın. Zaten olmaz da yani çok rahat ol.

Evet, dinliyorum.

VTR: Bir insan kendine yakışan rengi nasıl seçer?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, göz kararıyla. Aynaya baktığında hemen o hissedilir. Allah ona vahyeder. Yani hangi kıyafetin yakıştığını Allah ona vahyeder hemen içinde rahatsızlık duyar, uygun değilse hemen çıkartır. Uygun olan olduğunda da hemen Allah vahyeder o kalır üstünde. Eşyada da öyledir, ev eşyasında falan. Bakar, kaderinde olmayan eşyaysa almaz. Kaderinde olan eşya onu hemen çeker. O işi de kolaylaştırır, hemen alır götürür. Öyle, Allah’ın kanunu öyle.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde tartışmalarla ilgili de Diyanet’i sert bir dille eleştirdi. “Diyanet’ten sorumlu yardımcıma söyledim, Din İşleri Kurulu’nda vasıflı hocalarımız var. Bu hocalarımız ne iş yapıyorlar acaba? Niye sessiz kalıyorlar? Sessiz kalıp bu alanı ne için bu adamlara kaptırıyorlar? FETÖ olayı da böyle oldu. Söyledik söyledik sonunda Diyanet’e bir şura yaptırdık. Asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan kime kaldı? FETÖ’ye kaldı. FETÖ’nün arkasından gelen maalesef tiplere kaldı. Onların da zaten vasıfları ortada. FETÖ’nün kalitesi vasfı ortada. Arkasından gidenler de ona tabi olduklarına göre onlar ondan daha da geriler demektir” dedi.

ADNAN OKTAR: Doğru söylüyor. Ama bundan sonra FETÖ konusu mümkün değil. Çünkü eskiden FETÖ’yü devlet destekliyordu, bütün hükümetler destekliyordu, bütün kurumlar destekliyordu. Şimdi şeylerinin üstüne oturdular yani sırtlarının üstüne oturdular. Bundan sonra mümkün değil. Şu an artıkları da bin pişmanlar, onlar bir daha toparlanacak bir şey değil. Yani yaşayacak bir ideoloji kalmadı. Onlar öyle sükseyle, şamatayla işte Abant’ta yok İnegöl’de orada burada toplanıp köfte yiyip halledeceklerini zannediyorlardı. Milleti kafaladıklarını zannediyorlardı. Rezil-rüsva oldular ve konu kökünden bitti. Bundan sonra mümkünü yok. Tayyip Hocam da iyi niyetle Diyanet diyor ama Diyanet şimdi Osmanlı’dan beri hep Diyanet suskundur ve çekingendir. Şanlı kabadayı biz senden bekliyoruz açık açık söyle hiçbir şey olmaz. Hakikaten hiç çekinmesin, şu doğrudur bu yanlıştır desin hiçbir şey olmaz. O biraz hani olmaz diye düşünüyor ama onu da oldururuz Allah’ın izniyle. Hiç çekinme ne olacak yani? Allah’ın hükmü nihayetinde. “Bana göre şu doğru” dersin bu kadar basit. Millet peşinde hiç çekinme yani. Ama illaki hani riskli de görüyorsan hukuk kanun açısından, bilmiyorum o gerçi ayarlanabilir ama Diyanet’te birkaç kişi ona memurluğu müşahhas hale getirilebilir. Ama yakışan bence direkt Tayyip Hoca’nın açıklaması, hiçbir şey olmaz. O hale de getiririz Allah’ın izniyle. Kanunu hukuku bir planlarsak, ayarlarsak olur yani. Çünkü millet arasında bazen tartışma konusu oluyor. Bir kişiye bağlı olmak çok iyidir, bir kişinin hakemliği. İki oldu mu battın, üç oldu mu iyice battın demektir. Dörtte anarşi artık yani çok tehlikelidir. Bir baş olacak bir şey diyecek, bitti. Çünkü Allah ona vahyeder kalbine ilham eder doğruyu. Ululemr olduğu için, Allah diyor bak “güven veya korkuya dair haber olduğunda ululemre götürün yani içinizden emir sahiplerine götürün, o doğru veya yanlış karar verir” diyor. Şimdi vicdanlı bir insan Tayyip Hocam. Bak ne kadar güzel açıklama yaptı. Hiç gelenekçi adamları falan kafaya taktı mı adamları? Takmadı. Ne dedi? Tak “Kuran yeterlidir” dedi. Konu kökünden bitti. Ha şimdi guruldayanlar hırıldayanlar olur hiç önemli değil. Onları bize bıraksın o bizim işimiz, evvelAllah. Kanunla hukukla, ilimle irfanla tabii. Sen bunu dedin ya artık sırtın yere gelmez. Çünkü uğursuzluk buradan geliyordu, sen o uğursuzluğu yıktın. Bitti yani bundan sonra. Şirke darbeyi vurdun, şirkin kafasına balyozu vurdun konu bitti gönlün rahat olsun artık.

Evet, dinliyorum.

HÜSNA KARAKUŞ: Adnan Bey, Emine Erdoğan Hanımefendi de “Hiçbir felsefe ve düşünce kadına İslam kadar hakiki bir mevki vermemiştir. Kadını ve erkeği birbirinin velisi kılmıştır. Bugün ne yazık ki Müslüman toplumlar henüz Kuran’ın seviyesine yükselememiştir” demişti dünkü konuşmasında.

ADNAN OKTAR: Anne evliya anne, maşaAllah. Anne çok güzel anne, sahabe ruhlu anne çok güzel ahlaklı. İdeal bir anne, çok sözü geçerli bir insan. Bir konuda bir kanaat getirdiğinde bir şey söylediğinde sözü geçerli olur. Ehli vicdan yani maşaAllah. Allah uzun ömür versin.

Eskiden FETÖ derken, Fethullah Gülen’i devlet, hükümet herkes destekliyordu. Cumhurbaşkanı falan destekliyordu. Gücü oradan gelmişti, ona rağmen zor bela ayakta duruyordu zor bela. Şimdi devlet yumruğu çaktı bunlara dümdüz gittiler. Bunlarda ideoloji falan hiçbir şey yoktu, inanç yok, felsefe yok hiçbir şey yok. FETÖ hareketinde hiçbir şey yoktur. Fethullah Gülen’in duygusal böyle ne olduğu anlaşılmayan ortalı izahları var. İşte; beyaz da olabilir, siyah da olabilir, gri de olabilir ama yine beyaz da güzeldir, siyah da güzeldir, ne dediği belli değil. Hep kafası bu karman-çorman yani bir netlik yok.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemlerde fetvalarıyla gündeme gelen sözde din hocaları hakkında şunları söyledi: “Dinimizin değerleriyle hesaplaşmaktan başka hiçbir hedefi olmayan marjinalleri dikkate almayız. İşte son günlerde bakıyorsunuz din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan konularda kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın uygulanması yer, zaman, koşullara göre değişir. İslam’ın güzelliği burada zaten, önemi burada. İstisnaları genelleştirerek tarihin belli bir döneminde toplumların kendi özel şartlarına uygun davranışları, geleneksel davranışları günümüze taşıyamazsınız. Şimdi birçok hoca efendi beni tefe koyacak ayrı mesele. Rabbim katındaki Rabbimin gözündeki durumum önemlidir benim için” dedi Sayın Cumhurbaşkanımız.

ADNAN OKTAR: İşte millet sahip çıksın Tayyip Hocam’a onun için diyorum. MHP doğru yolda Allah razı olsun, Büyük Birlik Allah razı olsun onlardan, gençlik, sol, solcu aydınlar bütün güçleriyle desteklesinler. Görüyorsunuz açık. Bağnaz kitleyle Cumhurbaşkanını karşı karşıya getirmek zulüm olur. Madem aydınsınız, madem aklı başındasınız Tayyip Hoca’nın yanında yer alın. Bütün Kuran Müslümanları, bütün Müslüman millet Cumhurbaşkanının yanında. Biz can-ı gönülden en başta yanındayız, inşaAllah.

Evet, dinliyorum.

VTR: Merhaba, ben Şule. Bizim erkek arkadaşlarımız neden bizi bu kadar kısıtlıyor olabilir?

ADNAN OKTAR: Canımın içi kıymetinizi bilmiyorlar ki. Yani neyle karşı karşıya olduğundan haberi yok. Elmasla karşı karşıya, elinde elmas var, o cam var zannediyor. Haberi yok yani neyle karşılaştığından haberi yok. Allah’ın ona çok büyük bir nimet sunduğundan haberi yok. Kadının gözü cennet kapısı gibidir, alır insanı götürür.

Evet, dinliyorum.

VTR: Tüm canlıların Allah’ı zikretmesi ne demektir?

 ADNAN OKTAR: Yakışıklım, sen şimdi onu bana sorma ben de sana detaylı girmeyeyim en iyisi. Ama her yer canlı onu bil, canlı olmayan hiçbir yer yok. Her yerde Allah’ın ruhu var ve her yer canlı. Şimdi söylerim cezbeye gelirsin, onun için sorma ben de o kadarını söyleyeyim o kadarla bitirelim. Canlı olmayan hiçbir yer yok. Allah’ın ruhunun olmadığı hiçbir yer yok. Mesela bardak canlı olmasa içemezsin sen onu, öyle bir şey olmaz. Gelmez böyle yanına gelmez. Niye gelsin canlı olmasa? Elimle tutuyorum, elinle falan getirdiğin yok, ne elinle gelmesi? Nerenin eli? Eline nasıl hakim olacaksın sen? Nerede el var yani? Allah yaratır öyle bir şey olmaz. Elini de Allah yaratır getirmeyi de Allah yaratır. Hepsi canlı.

Dinliyorum.

VTR: Milli birlik nasıl pekiştirilir?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, yanlış görmüyorum ben değil mi? Bu gözler, bu kaşlar nedir bu yakışıklılık böyle? Saçlar şahane olmuş, sakal da çok güzel, maşaAllah başka ne diyeyim. Nursun sen nursun, Allah sana uzun ömür versin, cennetiyle şereflendirsin, maşaAllah. Allah seni kötü olan her şeyden korusun. Cennet delikanlısı olursun inşaAllah, cennet genci olursun orada da görüşürüz, inşaAllah. Bizim millet kabadayı millet, milli birlik zaten hiç öyle bir dert olmaz bizde. Bir coştu mu of, demiri falan alır koparır yani öyle bir millet. Hakikaten “al bük” de büker yani. Bir cinnet getirirse bizim millet önüne kimse duramaz yani. Tankın borusunu falan da kırarlar, paletini de sökerler. Tankı havaya kaldırırlar. Tankı zaten itiyorlardı, altına yatmış kabadayılığa bak. Hakikaten bastırsalar tank geri gider. Sağlamdır bizim millet, maşaAllah. Karadeniz öyledir, Ege öyle her yer efe, her yer kabadayı. İç Anadolu alayı kabadayıdır. Güneydoğu her yer öyle, maşaAllah.

VTR: Kuran’da insanın yaratılışı nasıl anlatılır?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm, biz zer aleminde, en başta vardık bak sonsuz öncede vardık öyle anlayın. Zer aleminde vardık. Bizim olmadığımız hiçbir zaman yok, sonsuz öncede de vardık sonsuz sonrada da vardık. Allah’ın ruhunu taşıyoruz biz öyle anlaartık. Ama cezbeye müsait konular soruyorsunuz ben de anlatamıyorum fazla. O kadarını anlatabilirim. Bak sonsuz öncede de vardık, sonsuz sonrada da vardık, zer aleminde de vardık. Cennetteysek cennette de varız halen ki inşaAllah cennetteyiz. Adam diyor ki “Allah’ın bir gün canı sıkıldı” bak münasebetsizliğe bak “hiçlik aynasına baktı” diyor “bayağı sıkıldı” diyor “insan yaratayım dedi” diyor. Kardeşim, sonsuz öncede de sonsuz sonrada da sen varsın. Bunu anlamayacak ne var? “Belirli bir zamanda yarattı” diyor. Senin aklına bir şey mi oldu? Zaman var mı Allah için? “Yok” diyorsun. Nasıl diyorsun “belli bir zamanda yarattı” diye? O zaman anla işte, sonsuz öncede de var sonsuz sonrada da var, her zaman. Allah hiçbir zaman için yalnız olmadı. Hiçbir zaman için yalnız olmadı hep sevdikleriyledir, hep beraberdir. Önce zer aleminde yaratıldık, sonra dünyaya sunulduk. Ama tabii işte anadan babadan doğuyormuş gibi gösteriliyor. Hz. Adem (as)’ı de Allah böyle bir taş gibi güzel bir model yaptı yani insan, kilden, pişmiş çamurdan porselen yani ama aynısı tıpkısı. Allah “İki Elimle yaptım” diyor. Kusursuz net aynısıydı yani görüntüsü. “Ya Adem gel” dedi “derhal Ya Rabbi” dedi o kadar indi aşağı geldi o kadar. Hz. Adem (as)’ın yaratılışı böyledir, porselendir ilk başlangıcı.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: 15 Temmuz gecesi darbecilerin kullandığı tankın önüne yatan Metin Doğan kardeşimiz.

ADNAN OKTAR: İşte kabadayı arıyorsanız alın size kabadayı. Metin’i göremiyor muyuz biz? Bir millete dünyaya kabadayı nasıl oluyormuş görsünler.

GÖRKEM ERDOĞAN: Metin Doğan kardeşimizin bir resmi var.

ADNAN OKTAR: Metin çık ortaya da millet bir kabadayı görsün. Aslanlar aslanı, bu nasıl bir yürektir bu nasıl bir kabadayılıktır, bu nasıl bir yiğitliktir. Baksana tam Osmanlı gözlerden akıyor, maşaAllah. Allah seni cennetiyle şereflendirsin. Şanlı kabadayı helal olsun sana. Tayyip Hocam çağırttırmış yoksa gelmezdi o da, Tayyip Hocam çağırttırmıştır.

GÖRKEM ERDOĞAN: Tankın önünde duran gazimiz Sabri Ünal, 15 Temmuz gecesi.

ADNAN OKTAR: Kabadayı utangaç olur biraz, oradan şey yapmazlar. Tayyip Hoca özel getirttirmiştir normalde gelmez, resmi çağrılmıştır.

Evet, dinliyorum.

VTR: Merhaba, benim ismim Ceyhun. Hızlı kilo vermek sağlıksız mıdır?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, aman ha Allah esirgesin. Bir kere uçuk gelişir ilk başta uçuk hemen görülür. Akciğer enfeksiyonu olur ve sessiz gayet sakin başlar. Mesela sabah kalktığında hırıltı durduk yere, durduk yere enfeksiyon başlar sakın ha. Vücut savunman tamamen kırılır Allah esirgesin. Et, eti hiç kesmemen lazım, et ve sebze. Şeker yeme, hamur yeme, unlu falan onları yeme, onlardan hiçbir şey olmaz. Ama eti kestin mi Allah muhafaza. Diyor ki mesela “ben bezelyeyle de beslenirim.” Yok, hasta olursun. Hayvansal proteine ihtiyaç var, olmaz. Birçok aminoasit eksik onlarda. Fasulyeyle, mercimekle yaşanmaz söyleyeyim.

Evet dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Hayvanların dostluğuyla ilgili resimler.

ADNAN OKTAR: Merhamet insanı çok tahrik eden bir şey. Bu da merhameti tahrik etmek için Allah tarafından özel yaratılıyor. Çünkü zavallının zavallısı. İnsan hem acıyor hem merhamet ediyor. O da insanı tabii çok doyuruyor yani çok tatmin eden bir şey ruhu.

Allah İncil’de Hz. İsa (as)’ı kuzuya benzetiyor. O, masumluğundan tatlılığından kaynaklanıyor. Hakikaten çocuksu masumlukta, tatlılıkta göreceksiniz inşaAllah. Peygamberimiz (sav) de öyleydi 63 yaşında ama yüzü çocuk yüzü gibi, çocuk masumluğu var. 63 yaş görüntüsü hiç yoktu Peygamberimiz (sav)’de.

Evet, dinliyorum.

VTR: İçyüzünü anlayamadığımız konularda nasıl sabrederiz?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım, Allah’ın büyüklüğü çok fazla yani çok çok çok fazla. Düşün, bir atomun içi bile alem oluyor ona göre düşün. Çok büyük büyüklüğü. O zaman bizim bir avuç beynimizle “bunda hayırsızlık var” dememiz mümkün mü? Diyemeyiz. Müminse mutlaka hayır vardır. İmkansız. Bana mesela çok atak oluyor görüyorsunuz, umurumda bile değil. Çünkü hepsinde hayır var, hepsi de hayırlı. Bu kadar güç bir insanı kedin devirir. İngiliz derin devleti, gerici bağnaz sistem, münafıklar, komünistler, PKK, IŞİD, El-Kaide, Taliban, FETÖ hepsi bir araya geliyor bir kişiyi devirecek, çok kolaydır. Ama bak it gibi yılıyorlar hiçbir şey yapamıyorlar.

Evet, dinliyorum.

VTR: Meslek liselerinin sayısı artırılmalı mı?

ADNAN OKTAR: Ah canımın içi dünyalar güzelim, çok çok güzelsin, çok çok ihtişamlı güzelsin ki makyajsız olduğun halde çok heybetli güzelsin. Çok müthiş bir karakter var, bayağı güzel kızsın. Saçların, kaş, göz her yerin çok güzel, maşaAllah. Güzel yüzlüm, tabii yani çok iyi olur. Daha da ihtisaslaştırarak artırmak lazım. Mesela sırf tornayı ayrı, mesela tesviyeyi ayrı yapmak lazım. Sırf torna, torna üzerine lise. Sırf tesviye üzerine. Mesela sırf dikiş üzerine olabilir tekstil mesela, her şey olabilir. İnce detaya girerek yapmak lazım liseleri. Çünkü o ince detay çok daha büyük kolaylık olur. Yani çok daha keskin ustalık. Mesela ahşap ustalığında sadece sandalye, sandalye ustası yapacaksın, sırf o lise sandalyeye bakacak sadece. Dolap için ayrı, karıştırmamak lazım. Adam sandalye ustası olacak mükemmel sandalye yapabilir.

Evet, dinliyorum.

GÜLEN BATURALP: Diyanet İşleri Başkanı Profesör Doktor Ali Erbaş, kadınlara yönelik fetvaları eleştiren bir açıklama yaptı. Erbaş “Tasvip edilir hiçbir yanı, yönü ve mazereti bulunmayan, kadına dönük şiddet merkezli eylem ve söylemin, rahmet ve esenlik dini olan İslam’dan referans bulması asla mümkün değildir. Zira şiddete meşruiyet sağlayan, merhameti öteleyen ve kadını rencide eden bütün gelenek, örf ve inanışlar reddedilmelidir” dedi.

ADNAN OKTAR: Bak Ali Erbaş, bu alkışlar doğru konuştuğun için. Doğru konuştuğunda, sana destek her zaman olur. Ama Tayyip Hocam’ın da tabii burada etkisi yüzde 99,99 onu da söyleyelim. Ama yine de iyi maşaAllah. Allah yolunu açık etsin. Birebir takip ederek bu sitilde gidersen çok güzel, bayağı güzel. İyi olmuş ama netleştir şimdi yani bununla bırakma. “Bu hadis uydurmadır” de, “bu hakarettir kadınlara” de. “Kadını dövüp deşarj olma bilmem ne bu zulümdür” de. “Münasebetsizliktir. Böyle bir şey olmaz” de. Yuvarlak konuşmalarla insanlar anlamaz. Ama iyi bir atılım yapmışsın. Güzel boş da durmamışsın çünkü Cumhurbaşkanı bunu açıklayamaz. Gereğini yapmışsın ama Tayyip Hocam’ın da yüzde 99,99 etkisinden dolayı onu tebrik ediyorum. Allah razı olsun.

Evet, dinliyorum.

ASLI HANTAL: Adnan Bey, Alaska’da bulunan bir buzul mağarası Mendenhall Buzul Mağarası maşaAllah. Bu, 67 metre yükseklikteki bir buzul kütlesindeki kayma ve kopmalar sonucu oluşan bir mağara.

ADNAN OKTAR: Burada herhalde mangal gibi yürek gerekiyor burada yatmak için. Her şey olur yani.

Buyurun, devam edin.

VTR: Haksızlık yapılan kişi ne yapmalı?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım bir kere haksızlık ne derece olmuş, nasıl olmuş onu bir akılcı analiz etmek lazım. Bir de haksızlığı yapan kim? Haksızlığı yapan eğer dengesiz ve anormalse ayıp yani onunla uğraşılmaz. İnsanın asaletine yakışmaz. Yani o adam cins manyaksa, ‘sen bana haksızlık yaptın’ nasıl diyeceksin. Bir de karşı taraf onun haksızlık olduğunu biliyor mu acaba? Ona bakmak lazım. Bilmiyor da olabilir. Ona anlatabiliriz orada haksızlık yaptığını. Neden diye anlatabilirsin. O da özür diler. Ama cins ve anormal birisiyse zaten yapacak bir şey yok. Oradan uzaklaşmak lazım. Psikopata niye haksızlık yaptın denir mi? Manyak adam yani. Devamına imkan tanınır mı? Tanımazsın tabii. Kanunla hukukla gereğini yaparsın.  Duruma göre, suçun şekline göre, vasfına göre eğer basit alelade bir şeyse tabii geçmek lazım. Ama toplumu ilgilendiren, şahsın da manevi yapısını ilgilendiren ehemmiyetli bir şeyse hukuki önlem alınabilir tabii.

Evet.

HÜSNA KARAKUŞ: Ankara Üniversitesi’nin arşivlerinden derlenen Milli Mücadelede Kadınlar adlı sergide, Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden kadınlarımızın ilk kez gün yüzüne çıkan fotoğrafları yer aldı.

ADNAN OKTAR: Ah canlarım ah maşaAllah. Çok güzel tabii. O resimleri herkes bilgisayarına indirip, saklaması lazım. Bunlar veli insanlar, tertemiz insanlar.

Evet, dinliyorum.

VTR: İnsan kendini neden yeterli görmemelidir?

ADNAN OKTAR: Yakışıklım yeterli görecek hali var mı? Bir kere bilgi zaten sürekli Allah tarafından veriliyor. Zavallının zavallısıdır insan. Bilgi sürekli akar insana. Akıl sürekli akar. Sabit oturmuş bir akıl yoktur. Kaderi sürekli akar görüntü olarak. Kendini yeterli görüyorsa, dini bilgisi yoktur, hayatı anlamamıştır. İç gözü kapalıdır, dünyayı görememiştir.

VTR: Bir kadının güzelliği neye işarettir?

ADNAN OKTAR: Güzel kadın olup da kötü kadın hiç görmedim. Güzel her kadın bayağı güzel huylu oluyor. Akıllı kadın zaten güzeldir, güzel kadın da zaten akıllıdır. Sorun çıkmaz.

Evet.

ASLI HANTAL: Adnan Bey, Atatürk ve kadınların birkaç fotoğrafı var göstermek istediğimiz.

ADNAN OKTAR: Gazi’yi gösterdikçe böyle öyle içerliyorum ki. Şu son insanların kıyafetleri aklıma geliyor. Şu Gazi’nin nezaketine bak. Şu Kabadayı’nın kibarlığına bak. Ve şu sanat anlayışına bak. Kalıp gibi kıyafetler. İnsan bu kadar zevkli nasıl olur? MaşaAllah. Şu danstaki zarafete bak, tam salon beyefendisi. Tam bir İngiliz asilzadesi ve tam bir Osmanlı soylusu, hepsi var üstünde.

GÜLEN BATURALP: Şıklığını gösteren resimlerden de örnekler var.

ADNAN OKTAR: Şu duruşa oturuşa bak, gençlik böyle olması lazım işte. Bir de Atatürk Allahualem benim gördüğüm şık giyinmekten çok zevk alıyor anladığım. Yakışıklı olmak, şık olmak, güzel sofra, ihtişam, kibarlık zaten kalite budur. Baksana şu şıklığa. En zor şartlarda bile son derece şık. Atatürk bir de çok sıkı kabadayıdır. O yönü pek işlenmiyor. Niyeyse onu pek anlatmıyorlar. Kabadayılığına dair çok fazla delil var. Bir tane, iki tane, on tane değil. Rahmetli İnönü de kabadayıydı ama Atatürk’ün kabadayılığı bir başka.

Evet, dinliyorum.

GÖRKEM ERDOĞAN: Adnan Bey, dünyada kadınların durumu ile ilgili birkaç örnek vermek istiyoruz. Mısır’daki kadınların yüzde 99.3’ü cinsel tacize maruz kalıyor.

ADNAN OKTAR: Tamamı yani.

GÖRKEM ERDOĞAN: Evet, tamamı. Bu o protestodan bir bayanın görüntüsü.

ADNAN OKTAR: Bu nasıl oluyor? Polis falan gücü yoktur. Adalet çalışmıyordur. Yani adamlar artık ferahlamış demek ki, bir adalet müessesesi kalmamış. Ama nasıl bir vicdan, nasıl bir Müslümanlık anlayışı? Hani siz takvaydınız, hani Sünni’ydiniz, hani Allah'tan korkuyordunuz, hani ilmin kalesiydi orası, hani sünnetin kalesiydi, hani Sünni alimlerin hepsi oradaydı en büyükleri oradaydı? Hani Sünni alimleri eğiten büyük kaleydi orası ne hale gelmişsiniz? Bu çok hayati bir ölçü.

GÜLEN BATURALP: Başka bir örnek de, Irak parlamentosunda hiç kadın milletvekili yer almıyor. Ayrıca Iraklı bir kadın pasaport almak isterse erkek bir yakınının izin verdiğine dair belge götürmesi gerekiyor Irak’ta.

ADNAN OKTAR: Çok aşağılayıcı, çok rezalet.

Güzel kadın zaten imanlı kadındır, imanı olmayan bana göre zaten güzel olamaz. Akıllı kadın diyorum akıllı kadın zaten imanlı olan akıllı olur. Iman olmayınca nasıl akıl olsun? Benim inancıma göre öyle.

HÜSNA KARAKUŞ: Adnan Bey Yemen'de kızların sadece yüzde 53'ü ilkokula gönderilmektedir. Kadınların binde ikisi doğum sırasında hayatını kaybetmekte.

ADNAN OKTAR: Yemen'i zaten mahvettiler, Yemen diye bir şey kalmadı.

GÖRKEM ERDOĞAN: Lübnan yasalarına göre tecavüz eden kişi tecavüze uğrayan kadınla evlenme hakkına sahip.

ADNAN OKTAR: Onun aslında başka türlü karşılığı verilmesi lazım ama neyse.

GÜLEN BATURALP: İç savaştan aşırı zarar gören Somali'deki kamplarda bin 200 kadın tecavüze uğramıştır. Fotoğraf ise çadır poliklinikteki oğluna refakat eden bir annenin görüntüsü.

HÜSNA KARAKUŞ: Fas Ceza Kanunu kadınların kocalarını terk etmelerini yasaklamıştır.

GÖRKEM ERDOĞAN: Libya'da kadınların yüzde 99'undan fazlası aile içi şiddete maruz kalmaktadır.

GÜLEN BATURALP: Tunus'ta ise kadınlar aynı işte çalıştığı erkeğe göre yüzde 33 daha az maaş alıyor.

HÜSNA KARAKUŞ: Kuveyt'te cinsel şiddeti yasaklayan bir yasa bulunmamakta.

GÜLEN BATURALP: Bunlar yine yalnızca birkaç örnek.

ADNAN OKTAR: Ezim ezim ezmeye devam ediyorlar. Ferahlığa bak adamlardaki. Ta sistem baştan bozuk gelmiş. Amerika'da seçme-seçilme hakkı yeni verilmiş. İsviçre'de bile, inanılır gibi değil gözlerime inanamadım. Nasıl bir erkek hakimiyeti meydana getirmişler, bu nasıl olmuş? Bir kişi de çıkıp “bu zulümdür” dememiş.

Mussolini Rodos Adası’na 40 bin İtalyan askeri getirmiş o zamanlar Rodos'a, demiş ki; “Bizi uğraştırmayın da İzmir'i alacağız, size 4 ay müsaade İzmir'i boşaltın, hazırlayın alalım” demiş yani “beni hiç yormayın” demiş. Atatürk de demiş ki; “Bak sen 40 bin askerle gelmişsin, ben 4 bin askerle girer Roma'yı alırım” demiş. “Aklını başına al” demiş. Öyle deyince Mussolini konuyu kapatmış. Şimdi kabadayı olduğu için yapar.

VTR: Şeytan uyur mu?

ADNAN OKTAR: Güzel yüzlüm cinlerde, şeytanlarda uyku hissi olmuyor. Madde olmadıkları için sürekli uyanıktır. Uyku hissi gelmez. İnsan da vardır o his. Gözler çok güzel, yüzün de çok güzel bayağı da yakışıklısın, sakal da şahane olmuş. Saç tıraşı falan bilmiyorum yani hepsi Adnan ağabeyine benziyor o yüzden de çok hoşuma gidiyor maşaAllah. Allah sana uzun ömür versin, cennet nasip etsin, cennette de Allah arkadaş etsin. Şeytan uyursa şeytanlık vasfını kaybeder zaten. İnsana yönelik mücadelesi olduğu için, kendince tabii zeka göstererek ataklar yapar ama hep Allah'ın kontrolündedir yani bağımsız bir şeytan gücü yoktur. O yanlış biliniyor. Bütün gücü kuvveti Allah’tan alır şeytan yani Allah'tan habersiz hiçbir şey yapamaz. Kaderinin dışında bir şey yapamaz şeytan, şeytanın kaderi odur, kaderini başından sonuna kadar yaşar. İnsanlar zannediyor ki Allah ayrı, şeytan ayrı öyle bir şey yok. Şeytan kaderle yaratılmıştır, cinler de kaderle yaratılmıştır, melekler ve insanlar da kaderle yaratılmıştır. Hiçbiri kaderin dışına çıkamaz. Hepsi Allah'ın daha önce ne dediyse, ne emrettiyse, onun içerisinde hareket eder. Ona göre hareket eder.

Evet.

GÖRKEM ERDOĞAN: Sanatçı Oğuzhan Uğur internet üzerinden paylaştığı videolarla çok konuşuluyor. Bu videolardan birisinde İngiliz derin devletine dikkat çekti.

ADNAN OKTAR: Allah, Allah kim bu genç?

GÖRKEM ERDOĞAN: Senarist, yönetmen, oyuncu, şarkıcı.

ADNAN OKTAR: Bu gençle ilgili bana biraz açıklayıcı bilgi verin de ben tanıyayım aferin. MaşaAllah helal olsun aslanım sana helal olsun. Allah ömrünü uzun etsin, Allah sana yardımcı olsun, cennette de Allah kardeş etsin. Ne mübarek insansın ki böyle aslan gibi İslam'a, Kuran'a en can alıcı noktadan yaklaşarak hizmet ediyorsun. MaşaAllah.

Kısa bir ara verelim.

GÜLEN BATURALP: Yayınımıza kısa bir ara veriyoruz.