Bitki dünyasında ortak yaşam

Simbiyotik yaşayan canlılar aslında doğanın tüm sistemi için anahtar rol oynar. Örneğin karalardaki bitkilerin yüzde 95'i mantarlarla simbiyotik yaşam içindedir. Kimi bitkiler mantarların yardımıyla daha da güçlenip canlanabilir. Ancak bitkilerin yüzde 48'inin hayatta kalabilmesi sadece bu mantarlara bağlıdır. Mantarın toprakla gerçekleştirdiği ayrıştırma işlemi bitki için özellikle fosfat ve azotlu bileşikler ve mineraller sağlar. Hazır mineral ve organik bileşikleri elde eden bitki hızla gelişir ve çok daha sağlıklı olur. Bitki ise kendisi için besin sağlayan bu konuğunu yani mantarları karbonhidratlarla besler. Örneğin liken mantarları ile yosunların da böyle bir ilişkisi vardır. Mantar yosun için hayati koruma ve nem sağlar. Yosunsa fotosentezle ürettiği besinle mantarı besler. Eğer bu ilişki olmazsa iki canlı da yaşayamaz. San Dieogo Devlet Üniversitesi biyoloji profesörlerinden Mary Clark bu ilişkiyi şöyle açıklar:

 

“İki tür de bir diğeri olmadan var olamaz, ve bundan dolayı iki türün de nüfusu diğeri tarafından belirlenir.” (Mary E. Clark, Cağdaş Biyoloji, sf. 519)

 

Burada önemli bir soru soralım: Hangisi önce geldi? Mantar mı, yosun mu? Bu iki canlı ancak aynı anda var olduğunda yaşamlarını sürdürebilirler. Biri olmadan diğeri yaşayamaz. Dolayısıyla evrim teorisinin iddia ettiği gibi bu canlılar aşama aşama var olmamış, Allah'ın “Ol” emriyle bir anda yaratılmışlardır.

 

Çeşitli canlılar arasında bu kadar komplike yapılar ve ilişkiler olması açıkça Darwinizm'i çürüten ve Allah'ın tüm canlıları birbirlerine tam bir uyum içinde ve bütün özellikleriyle bir anda yarattığının çok açık delilleridir.

 

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)