Bilimin Ortaya Koyduğu Gerçek: Kader

İnsanlık tarihi boyunca üzerinde en çok tartışılan konulardan biri kaderdir. En kolay anlaşılır tanımıyla kader, Allah'ın evreni ve canlılığı, geçmiş ve gelecek tüm olayları "tek bir an" içinde yaratmış olmasıdır. Bu da, evrenin yaratılış anından kıyamete kadar gerçekleşecek olan her olayın aslında Allah Katında "yaşanmış ve bitmiş" olması demektir. Henüz yaşanmamış olaylar "bizim" için yaşanmamış olaylardır; Allah için değil. Nitekim Allah zamana ve mekana bağlı değildir, zira zamanı ve mekanı yaratan bizzat Kendisi'dir. Dolayısıyla Allah için geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir ve her şey olup bitmiştir.

Kader gerçeğini Kuran’da pek çok ayette görmek mümkündür. Örneğin, "... göklerde ve yerde her ne varsa, istese de istemese de O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler." (Al-i İmran Suresi, 83) ayetinde işaret edildiği gibi, evrendeki her şey "istese de istemese de" Allah'a boyun eğerek kadere tabi olmuştur.

Allah'ın iradesi hiçbir şekilde aşılamaz. Her olay O'nun belirlediği kader içinde seyretmek zorundadır. O'nun iradesi, O’nun rızası, O'nun emri dışında hiçbir şey gelişemez. 

"Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir kitaptadır." (Enam Suresi, 59) ayeti ya da "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz." (İnsan Suresi, 30), ve "Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık." (Kamer Suresi, 49) ayetleri de Allah'ın tüm varlıklar üzerindeki hakimiyetini ve kaderin işleyişini gözler önüne seren diğer ayetlerdendir.

Gerçek şu ki bizler tüm hayatımızı aslında CD Player'dan bir film izler gibi izleriz. Filmdeki her olayı an an yaşarız. Allah ise, film şeridinin tamamını en baştan beri bilmektedir. Çünkü filmi tüm detaylarıyla yaratan O'dur.

İşte tüm bunlar, her şeyin göründüğü gibi olmadığına işaret etmektedir. Görünen maddesel dünyanın ötesinde, bizleri kontrol eden bir gücün, yani her şeyi yaratan, her şey üzerinde hakimiyeti olan Allah'ın varlığı açıktır. Bu gerçeğe dair bilimsel deliller sinir bilimi nöroloji sayesinde birçok kez ortaya konmuştur.

Bu bilimsel delillerden biri, "özgür irade" üzerine yapılan deneylerdir. Berlin’deki Bernstein Hesaplamalı Sinir Bilimi Merkezi’nden sinir bilimci Haynes seçim anı ile hareket anı arasında zaman farkı olup olmadığını incelemiştir.

Bu amaçla kişilere ekranda rastgele harfler gösterirken beyinlerini MR cihazıyla taramıştır. Deneye katılanların sağ ve sol ellerine iki düğme verilmiş, istedikleri anda sağ ya da sol baş parmaklarıyla düğmeye basmaları söylenmiş ve seçim yaptıkları anda ekranda gösterilen harfi hatırlamaları istenmiştir. Bu sırada deneklerin beyin aktiviteleri kaydedilmiştir.

Deneyin sonuçları oldukça şaşkınlık verici.... Hangi düğmeyi seçeceklerine dair kararın, deneklerin düğmeye basma hareketinden 10 saniye önce alındığı görüldü.

Bu önemli bilimsel gelişme, kişilerin seçim yapmadan önce seçimlerinin zaten belli olduğunu göstermiştir. Çalışmanın sonuçları ise Nature dergisinde şöyle aktarılmıştır:

"Uzun zamandan beri, ‘özgürce’ alınan kararların beyin aktivitesiyle daha önceden belirlendiği hakkında tartışmalar olmuştu. Bizler de, daha biz şuuruna varmadan 10 saniye öncesinde verilen kararın, beynin prefrontal ve parietal korteksinde kodlandığını saptadık."[1]

İnsanın karar ve seçim süreci hakkında pek çok kimsenin haberdar bile olmadığı bu gerçeği ilk ortaya koyan Kaliforniya Üniversitesi'nden nöropsikolog Benjamin Libet'tir. Libet, EEG cihazı ile yaptığı deneylerde, beyin aktivitesinin bilinçli hareket isteğinden 500 milisaniye önce ortaya çıktığını gösterdi.[3]

Libet’in EEG tekniğini daha ileri götürerek tüm beyni fonksiyonel MR cihazıyla tarayan Haynes, sonraki çalışmalarında da aynı sonuçlara ulaşıldı..

Bilimsel literatürde aynı sonuçlara ulaşan yüzlerce benzeri çalışma mevcuttur. Yalnızca 14 ülkedeki, 33 laboratuvarda yapılmış 90 ayrı meta analiz bu sonuçları ittifakla doğrulamaktadır.

Tüm bu bilimsel deneylerin sonuçları bizlere fiziksel ve biyokimyasal dünyanın ötesinde bir irade ve yönetim olduğunu ve önceden belirlenmiş olayları yaşıyor olduğumuzu göstermektedir. Yaptığımız seçimler bize ait değildir. Yalnızca "kararı biz almışız" hissi bize verilmektedir. İşte bu noktada her şeyin bir 'kader' üzere yaratılmakta olduğu gerçeği aşikar olur. Allah, Yaratan'ın yalnızca Kendisi olduğunu tartışmasız bir gerçek olarak göstermektedir:  

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir. (Araf Suresi, 54)

[1] (Chun Siong Soon, Marcel Brass, Hans-Jochen Heinze & John-Dylan Haynes, Unconscious determinants of free decisions in the human brain. Nature Neuroscience April 13th, 2008)
[3] Libet,B., Gleason, C.A., Wright, E.W.&Pearl, D.K. Brain 106, 623–642 (1983)
 

Adnan Oktar'ın New Straits Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.nst.com.my/news/2016/07/157329/are-we-masters-our-destiny