Sohbetler (22 Ocak 2018; 11:00)

Sohbetler (22 Ocak 2018; 11:00)

 

BÜLENT SEZGİN: İyi günler değerli izleyicilerimiz. Hoş Sohbetler’e başlıyoruz, inşaAllah. Adnan Bey hoş geldiniz.

 

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk. Sizler de hoş geldiniz. Dinliyorum.

 

KARTAL GÖKTAN: Türkiye'nin Afrin Harekatı'nın 3. gününde kara birlikleri Suriye sınırından 5 kilometre içeri girdi. Kilis’e atılan roketlerin ardından Azez ve çevresi bombardımana tutulurken, Özgür Suriye ordusunun PKK-YPG'nin elindeki 9 köyü terörist unsurlardan temizlediği söylendi. Askeri kaynaklar kırsalda ciddi bir direnişle karşılaşılmadığını ve terör örgütü üyelerinin köy ve kasabalara çekildiğini belirtiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Akar ve kuvvet komutanları, Zeytin Dalı Harekatına katılan birliklerde denetleme ve incelemelerde bulundu.

 

ADNAN OKTAR: Allah yardımcıları olsun. Ama işte yani Türkiye'nin tek başına bir yiğitlik yapmasıyla meseleler hallolmaz, bölge hallolmaz. İttihad-ı İslam şart. Konuyu hiç reddetmemek lazım. İran'la Rusya'yla birleşmek lazım. Ermenistan'la, Azerbaycan'la mutlaka birlik yani birlikten kuvvet doğar. Yalnızlık doğru değil. Birleşelim. Pakistan'la birleşelim, Mısır'la birleşelim. Ürdün'le birleşelim, İsrail'le hep beraber birlikte hareket gidelim. Teröristlere karşı tavır almıyor muyuz? Tamam. Hepsi karşı mı? Karşı. Tamam ittifak edersek konu biter.

Bir de Darwinizme karşı tavır almamız gerekiyor. Bak bunların kökeni Darwinizm. Bölgede o gelişen yüz binlerce teröristin gelişmesinin ana nedeni, bunlar böyle tohum gibi kendiliğinden çıkmadı. Darwinist eğitimle bu hale geldiler.

 

Evet dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Adnan Bey, önce iman edip daha sonra inkara düşenin sonu ne olur?

 

ADNAN OKTAR O hiç iman etmemiştir zaten. İman taklidi yapmıştır. Mesela Ömer (ra) iman etti ama yani başında da asildi. Sadece kabadayıydı Ömer (ra). Yani asildi yani. Yani çok zordur. Yani başındayken böyle gerçekten dinsizken, samimi dinsizken iman etme, pek rastlanan bir şey değildir. Yeniden o eski mecraına girer. Ama hiçbir çıkar gözetmeden bunu yapıyorsa o doğrudur. Yani hiçbir çıkar gözetmeden bunu yapıyorsa.

 

-Allah Bakara Suresi’nde onlar için: “Onlar Allah’a ve ahiret gününe iman ettik derler. Oysa onlar iman etmiş değillerdir” diye bildiriyor Cenab-ı Allah.

 

ADNAN OKTAR Evet. MaşaAllah. Bu Twitter'daki olaya mention yapmak deniyormuş öyle mi? Mention. Buna hükümet çözüm bulsun kardeşim. Yazı yazıyoruz mesela, PKK'lı geliyor altına bir yazı yazıyor, of bitti, çıkaramıyoruz. Yazı yazıyoruz, dinle, imanla ilgili, dine, imana yönelik bir şey yazıyor aleyhinde, çıkaramıyoruz. Hükümeti öven bir şey yazıyoruz. Adam çok çirkin bir yazı yazıyor, çıkaramıyoruz. Çünkü o zaman bizim sorumluluğumuzda olmuş oluyor. Sanki biz yaptırmışız gibi oluyor. Çünkü ben mesela hükümeti övmüşüm, düşünün, övüyorum, adam altına otuz tane hakaret hükümet aleyhine. Ne yapacağım? Silsem de kalıyor. Böyle bir sistem olur mu? Hükümet bunu mutlaka halletsin. Böyle şey olmaz. Bu muazzam bir dezavantaj, muazzam bir adaletsizlik, muazzam bir bozukluk.

O kadar fazla ki. Mesela orduyu övüyoruz, adam demediğini bırakmıyor altına. Askere maşaAllah diyoruz işte şöyle başarılarına, adam altına demediğini bırakmıyor. Silebiliyor muyuz? Silemiyoruz. Böyle şey olmaz. Buna bir şekilde ya Twitter kapatılır, hükümet bunu mecbur eder. Hükümet daha önce mecbur etmişti Twitter'ı. Yani Twitter'ı kapatıp mecbur etsin hükümet. Nasıl silinemez kardeşim anormal bir şey? Adam istemiyor kendi yazısı. Altında anormal yazı var ve silinemiyor. Bu nerede görülmüş? Mesela Facebook'ta böyle bir şey yok. Ama Twitter'da var, duruyor. Bu çok ilkel bir teknoloji. İlkel bir bakış açısı. İlkel bir mantık. İlkel bir felsefe. Böyle şey olmaz.

 

Evet dinliyorum.

 

BÜLENT SEZGİN: Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın eşi Sayın Emine Erdoğan Zeytin Dalı Harekatı hakkında bir paylaşımda bulundu: “Ülkemizi terör tehdidinden korumak ve bölgemizi huzura kavuşturmak amacıyla silahlı kuvvetlerimizin başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nda görev alan Kahraman Mehmetçiğimize muvaffakiyetler diliyorum. Türkiye'nin duaları sizinledir.”

 

ADNAN OKTAR Emine anne mübarek bir annedir. Nurlu bir annedir. Allah duasını kabul etsin. Allah ordumuzu havada, karada, denizde muvaffak etsin. Güç kuvvet versin. Cesaret, azmini ve kararlarını artırsın. Karşılarındaki deccal ordusunu Allah perişan etsin. Helak etsin. Kalplerine korku salsın. Bütün münafık ordusunu, münafıkları, İngiliz Derin Devleti’nin ajanlarına Allah kahru perişan etsin, helak etsin. Allah Türkiye'yi, İslam alemini lider etsin, Türklük alemini lider etsin. Türklük alemini birleştirsin, İslam alemini birleştirsin. Bu nimetini de bize göstersin.

Tayyip Hocam, İslam için bir nimet, Müslüman için bir nimet. Daha önce böyle bir şey olmuyordu. Mesela bak 28 Şubat döneminde falan, eskiden Hürriyet Gazetesi bir yazı yazardı, tak sabahına polis kapıda. Nefes alamazdık. Hafta sekiz gün dokuz polis baskınları, şunlar bunlar, hiçbir şey yapılamıyordu. Peş peşe mahkemeler, birbirinden alakasız. 28 çete mahkemesi, örgüt mahkemesi açtılar, dava. 28'inden de beraat ettim. Bak 28 tane örgüt-çete davası açıldı. Tamamından beraat ettim. El insaf.

 

-“Allah müminlerin aleyhine yol vermez” diye buyruluyor, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Tabii. Bin bir çeşit iddiayla da dava açtılar bir tek o değil. Allah'a hamdolsun, hepsi beraat. Hukuki durumu gösterir adli seçil istiyoruz, bir insanın trafik cezası olur hiç olmazsa. Değil mi? Trafik cezası olur. Sıfır. Hiçbir ceza yok, maşaAllah. Türkiye'de kaç kişi de çıkar bu? Yani bak, Adli Sicil'inde trafik cezası bile yok. Hiçbir ceza yok.

 

-Bunu yapanlar da iftira olduğu anlaşılıyor ayrıca.

 

KARTAL HÖKTAN:  Adalet Bakanlığı, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, adı soyadı Adnan Oktar. Yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın Adli Sicil kaydı yoktur. Yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın Adli Sicil arşiv kaydı yoktur.

 

ADNAN OKTAR: Yani aleyhte tek bir tane ifade yok.

 

BÜLENT SEZGİN: Adnan Bey, Cumhurbaşkanımız dün sizin bahsettiğiniz 28 Şubat baskısı ile ilgili bir konuşma yapmıştı. Şöyle söylemişti: “Bu ülkede 28 Şubat döneminin o baskıcı politikaları hükmünü yitirmiştir. Allah'ın izniyle hiçbir güç Türkiye'yi o eski karanlık günlerine döndüremeyecektir. Son günlerde asla astarı olmayan haberler üzerinden bu millet için dişini tırnağına takan gönüllü kuruluşlarımızın yırpatılmaya çalışıldığını görüyoruz. CHP zihniyetinin ve adı sanı belli din düşmanı çevrelerin eski Türkiye'yi hortlatmaya yönelik saldırılarına kesinlikle rıza göstermeyeceğimizin bilinmesini istiyorum.

 

ADNAN OKTAR: EvelAllah.

 

Evet, dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Allah insanları münafıklarla mı deniyor?

 

ADNAN OKTAR: Allah insanları çeşitli dener. Bir kere malla mülkle dener. Mal mülk. Mal mülkte adam acayip büyüklük hissine kapılır. Mesela birçok zenginle halk muhatap olamaz. Fakirken herkesle iç içe olan bir insanı düşünün, zengin olduğunda kapısından bile geçerken korkuyla geçer bazen. Mesela zengin evlerine falan insanlar böyle ürpertiyle bakarlar bazı yerlerde, bazı kişiler için. Kimlerle konuşur, yani normal yaşarlar mı, nasıl insanlar bilinmez bile. Halkla görüşürler mi, muhatap olurlar mı bilinmez. Mesela bu bir imtihan. Halbuki ölüp gidecek. Nitekim de ölüyorlar da ama anlamazdan geliyorlar. Mesela süper zengin ama tak ölüyor. Ne oldu? İki metrelik mezarın içinde. Üstü de kara toprakla örtüldü. Yatlar dört tane yan yana duruyor. Yüzlerce ev, yalı, villa duruyor. Paralar bankada duruyor. Şahsı nerede? Kara toprağın içinde. Bir parça beyaz kumaşa sarılmış hiç kıpırdamadan duruyor. Simsiyah karanlığın içinde. E ne oldu? Hani nerede senin havan? Bak bir gün önceki havasına bak, bir gün sonrasındaki havasına bak. Bir gün önce büyük dağları ben yarattım gibi tavrı, azametli kimseyle görüşmüyor. Bilse o hale geleceğini onu hiç yapmaz. Ama ertesi gün ne yapıyor? Toprağın içinde, kara toprağın içinde simsiyah karanlık, lamba falan da yok. Hiç kıpırdamadan öyle duruyor. Her gün etleri dağda çürüyor. Her gün bir yeri dökülüyor. Ama bunu düşünmediği için insanlar tabii bu artarak gelişiyor ve enaniyet insanı kaplayabiliyor.

İnsanın imtihan olması ayrıca hastalıkla da olur. Dertler, hastalıklar. Mesela dizi ağrır, karnı ağrır, beli ağrır, kolu ağrır, insan acizdir. Çeşitli enfeksiyonlar gelişir, urlar gelişir, şunlar bunlar. Bacağı kırılır, ayağı kırılır. Zaten et-kemik her şey olur, onunla imtihan olur. Mesela felsefe ile imtihan olur. Diyalektik felsefe, Marxist felsefe. Allah yaratır onları. O kitaplar, o yazılarla muhatap olur. Mutlaka onu illaki bir yerde duyar görür. Onunla da imtihan olur. Ama fiili olarak en rahat bağlantı kurabileceği şeytan ve münafıklardır. Yani en çok karşılaşacağı. Ama şeytan ancak dikkati dağıtabilir, vesvese verebilir, işte kuruntulara insanı sürükleyebilir, fakat şeytan bakıyor ki bu yeterli değil, zayıf. O zaman bakar mesela böyle kulağı kesik ayetteki ifadeyle, kulağı kesik, meymenetsiz, ahlaksız, homoseksüellik yapmış, hırsızlık yapmış, adam öldürmeye kalkmış, gasp yapmış falan, çakal. Alır onu Müslümanların içine getirir, sessiz sedasız yerleştirir. O kuluçka devri vardır onun. Kuluçka devrince şeytan ona, sakın kıpırdama der sakin dur. On yıl, yirmi yıl ellemez şeytan. Şeytan sabırlıdır, aceleci olmaz. Vakti gelince, kendince uygun bulduğu zamanda, ona hadi bakayım der, hareketlen der. O ölü hücre birden hareketlenir. İşte münafığın atak safhasıdır o. Yani canlanma safhası, atak safhası. Onda başlar atağa. Münafığın atağı nasıl oluyor biliyor musunuz? Küfür gibi değildir. Küfür ne diyor? Direkt Allah'ı inkar ediyor, dini inkar ediyor. Münafık, Müslümandan daha Müslüman görünerek Müslümana saldırır ama dinsizdir. Müslümandan daha Müslüman. Mesela Hz. Ali (kv)'ye nasıl saldırdı münafıklar? Allah'ın ayetleriyle. Hatta Kuran'ı mızrağın ucuna soktular Kuran'ı bakın. Onunla Müslümanların üstüne geliyorlar. Şimdi Müslüman saldırsa Kuran'a saldırmış olacak. Vay zalim diyor görüyor musun? Bak bize saldırıyor diyor. Mızrağın ucunda Kuran var ona saldırıyor. Allah'tan kork nasıl yapıyorsun diyor. Görüyor musun münafık taktiğini? Hz. Ali (kv)'yi de adam şehit etti. Ayetle açıklıyor neden şehit ettiğini. Osman (ra)'ı şehit eden münafıklar yine aynı şekilde ayetle açıkladılar. Hz. Ömer (ra)’ı şehit ettiler, yine Kuran ayetleriyle açıklıyorlar. Çünkü direkt dinsizlik adına yapsa zaten belli. Ama şeytanlığını güçlendirmek için, Müslümanlarda tereddüt meydana getirmek için bunu ayetle yapıyor. Ha buna inanan oluyor mu? Bazı ahmaklar inanır tabii. Mesela Hz. Ali (kv)'yi şehit ettiğinde adam ayetlerle açıkladı. Adamdan yana bayağı adam çıktı, onu kahraman gibi gördüler. Yani ahmaklar bazen münafığa inanırlar. Ama uyanık Müslüman tabii ki anlar. Çünkü münafığın her yarı oynar.

Ama münafığın en bariz vasfı nursuzluğudur. İkincisi, yanına kimse yanaşmaz. Çok tehlikelidir. Yani ahbabı, dostu falan olmaz. Ve ana konusu Müslümanlardır. Küfürle uğraşmaz. Bak buradan hemen ayırt edilir. Mesela küfür hiç ilgilendirmez münafığı. Mesela farz edelim Darwinizm, Materyalizm, PKK, şu bu falan hiç ilgilendirmez. Ana ve tek konusu Müslümanlar olur. Müslümanların içinde de en başarılı gördüğü, yani bütün Müslümanlara yönelmez. Mesela şu Müslüman grubu, bu Müslüman grubu falan onu yapmaz. O Müslüman gruplar içerisinde en etkili gördüğü kimse, en hayırlı gördüğü kimse, münafık direkt oraya yönelir. Yani şeytanın telkin ve yönlendirmesiyle. Öyle yapınca Müslüman, hakikaten mücadele edeceği bir şeyle karşılaşmış olur o zaman. Çünkü öbürü anlattıklarım kolaydır. Ama o hakikaten mücadele etmesi gereken, kafa kullanılması gereken bir şeydir. İşte Müslüman orada aktif, canlı bir tutumla mücadeleye başlar. Yalnız münafıkla Müslüman mücadele ederken yan çok fazla ürün meydana gelir, faydalı ürün. Münafıkla mücadele bir kere zenginlik getirir. Müslümana muazzam zenginlik getirir. İki, müminlerin kendi arasındaki birlik duygusunu ve gerekliliğini iyice pekiştirir ve tam güçlendirir. Üç, imani yönden İslam'ın Kuran'ın önemini daha iyi anlayıp, İslam'ı Kuran'ı savunma arzuları daha şiddetlenir. Dört, Kuran'da belirtilen münafığın gerçekten var olduğunu görerek imanı artar. Çünkü tarif edilmiş aynısıyla. Çünkü bu bir iman hakikati. Yani normalde münafık ne yapar? Gider, küfürde yaşar. Ama ne yapıyor? Müslümana sardırmaya çalışıyor kendince. Bunu yaptığında müminde sağlık, sıhhat oluşuyor münafık atağa geçtiğinde. Müminin ömrü uzar. Şevk ve celadeti artar. Heyecanı ve gayreti artar. Bereketi artar. Her yönden, manevi yönden güçlenir. Allah onu vesile ediyor. Yoksa bir atalet, durgunluk meydana gelir.

Mesela Hz. Osman (ra) döneminde çok atıl ve durgundu. Sakinleşmişti ortalık. Yani heyecan kalmamıştı o anlamda çok çok sakindi. O atalet her yere yayılmıştı. Mesela münafıklar ortaya çıkınca muazzam bir heyecan meydana geldi. Müslümanlar imanın, Kuran'ın bir arada olmanın ve bir lider etrafında birleşmenin, ittifakın, öneminin ne kadar büyük nimet olduğunu anladılar. Ömer (ra)’da da bunu anlamış oldular. Zamanla Müslümanlarda atalet olabilir. Bu muazzam bir güce sebep olur.

Münafığın da böyle Kuran ayetleri kullanması nedeni aşağılanmadır. Münafık kendisini aşağılandığını bilir yani aşağılık olduğunu anlar. Fakat münafığın en büyük amacı itibar ve gurur olduğu için şimdi aşağılık böyle davasını satmış bir kalleş konumunda olmamak için ayet ve Kuran ile hareket eden görüntüsü vererek kendi o akılsız kafasıyla Müslümanların bir kısmını kandırabileceğini zanneder. Ayette zaten  “bizim amacımız sadece ıslah etmek. Biz iyi niyetle hareket ediyoruz” derler diyor Allah ayette. Tarif etmiş Allah. “Islah etmek kastiyle hareket ederiz” diyor. Islah etmek istiyorsan niye küfre yönelmiyorsun? Onlarla bizim bir işimiz yok diyor. Darwinizm'e niye yönelmiyorsun? Onlarla da işimiz yok diyor. PKK, onlarla da işimiz yok. Diğer terör örgütleri, onlarla da işimiz yok. Bağnazlık, Rumilik, İngiliz Derin Devleti, onlarla da işimiz yok. Neyle işiniz var diyoruz? Müslümanlarla. Hangi Müslümanlar? Bütün Müslümanlar çok fazla var. İşte münafık var, kafir var, doğru yolunda olmayan Müslümanlar var. Yanlış hareket eden Müslümanlar var. Onlara yönelmeniz gerekmiyor mu? Her yerde var. Pakistan'da var, Türkiye'de var, yüz binlerce. İstanbul'da var, Ankara'da var. Cemaatler, gruplar içerisinde yüzlerce var, binlerce var. Hayır der. En etkili olan kim? İslam'a en faydalı olan kim? Ben ona yönelirim der. Şimdi bu Allah'ın bir lütfu oluyor işte. O zaman Müslüman'a bereket geliyor. Orada mümin de seçici oluyor. Ve Müslümanda muazzam bir heyecan ve şevk oluyor.

Mesela Müslümana münafık atağı olmasa Müslümanlarda muazzam bir atalet olabilir. Mesela Müslümanların gücünün artmasına neden olduğunu müminler hemen görürler münafık atağının. Tabii münafığı da Allah yaratırken hor ve zelil olacak şekilde yaratmıştır. Allah ona yalnızlık verir. Kimse onlarla görüşmez. Hep aşağılanır, tek kalır. Yani çok belirgin vasıflarıdır bu. Elle tutulur şekilde görülür. Sarhoş gibidirler, nereye saldıracağını bilemeyen, aklını kaybetmiş gibidirler. O aşağılanmanın verildiği etkiyle olur. Yani aşağılanmanın şiddetinden artık sarhoş gibidir. Yani dengesiz hareketlere başlar. Bir güler, bir ağlar, bir anormal hareketler, bir ileri gider, bir geri gider, bir sağa, bir sola böyle dengesizlik başlar. O cehenneme doğru yol alırken onda gelişen özelliklerdir.

Ama Allah tabii onda acele etmez münafıklarda. İyice belanın içine batmaları için Allah imkân tanır. Yani geri dönülmeyecek bir çizgiye gelir. Mesela münafığın on eylemi olsa hükmü hafif olur. Allah onun için diyor ki Cenab-ı Allah: “Ben onlara evlatlar veririm, mal veririm ki iyice batsınlar ve zaman veririm” diyor bak Allah. “Evlatlar, mal ve zaman veririm. Ki iyice batsınlar” yani batmayı Allah yeterli görmüyor onlardaki çökmeyi. Mesela bin üzerinden onluk bir rezil olmalarını Allah yeterli görmüyor. Bin üzerinden Allah mesela en az 990 olmalarını istiyor. Onun için onlara mal veriyor, imkan veriyor, her türlü kepazelik yapma imkanları veriyor. Zaten Müslümanlardan uzak oldukları için bir hareketlilik imkanları oluyor. Bütün vakitlerini, bütün imkanlarını Müslümanlarla mücadele ayırıyorlar. Ayırdıkça o günah yükü, o cehenneme yaklaşma mesafesi gittikçe şiddetleniyor. Artıyor, artıyor, tam doyuma ulaştığında, Allah yeterli gördüğünde aniden canlarını alıyor. İşte Allah’ın dediği o ayette mesela, “bir görsen” diyor Allah “canlar alınırken, onların yüzlerine ve sırtlarına vurularak” diyor, “meleklerin onların canını alırken onların halini bir görseniz” diyor Allah. Ama tabii bunun görünmesi imtihanın sırrına aykırı olduğu için Allah göstertmiyor.

Ve münafıklar genellikle kısa ömürlü olurlar. Çünkü çok endişeli, stresli ve deli bir hayatları olur. Yani Müslümanlara saldırmanın ve yaşama hırsının verdiği bir stres vardır. Şimdi bir kere mal hırsından çok sıkılır münafık, mal kazanma hırsından. Ve yaşama hırsından çok sıkılır. Çünkü çabuk ölme korkusu vardır münafıkta, bu onu çok sıkar. Müslümanlara da zarar verememek akıl almaz bunaltır. Yani onun için bir kabustur bu. Mesela var ya filmlerde oluyor, çelik robotu adam oluyor, insan görünümde ama onun bahşedileceği gibi olmuyor çelikten oluyor. Terminatör gibi oluyor. Adam vuruyor, bir şey yok, tak, kendi eli morarıyor. Kafasına atıyor, kafası patlıyor. Deli gibi kaçıyor, uzaktan bakıyor, yine bütün gücüyle koşuyor, yine kafası parçalanıyor. Deli oluyor. Münafığı en çok yıpratan budur.

Münafıklara saldırdıkça, münafık hem güç kaybediyor, hem Müslümanları güçlendirmiş oluyor. Bu kahreder işte. Çünkü münafık çok çabuk netice alacağını zanneder. Mesela Hz. Musa (as) zamanında o münafık, çok çabuk netice alacağını zannetti. Ama bir türlü alamadı. Bir türlü alamadı. Peygamberimiz (sav) zamanında da münafıklar çok çabuk netice alacaklarını zannettiler. Ya biz 300 kişiyiz dediler, işte Dırar Mescidini de kurarız, Peygamberi de orada -haşa- şehit ederiz, aramızdan da birini peygamber ilan ederiz, konu biter dediler. Ama hepsi helak olup gitti. Ve hepsinin sağlığı bozuldu. Akıl sağlığı bozuldu, ruh sağlığı bozuldu. Malları, mülkleri Müslümanlara kaldı. Müslümanlar sağlık, afiyet içinde yaşadılar. Onlar kahrolup, perişan olup cehenneme gittiler. Elhamdülillah.

 

-Hocam, daha önce konuşmalarınızda, “Firavun’a sorsak ‘en etkili çalışmayı kim yaptı’ diye muhakkak Hz. Musa (as)’ı gösterir” demiştiniz, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Tabii. Mesela Firavun hemen seçmiş.

 

-Bir de beklenen biriydi Firavun'un beklediği. Onun için çocukları öldürüyordu. O hep anılan bir şeydir, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Evet.

 

- Kuran'da Allah bildiriyor, putlar yıkılınca Hz. İbrahim (as) ilk akla gelen kişi oluyor.

 

ADNAN OKTAR: Tabii, normalde başka biri de gelebilir. Diyorlar, bunu yapsa İbrahim yapar diyorlar.

 

Ama münafığı en çok ciğerini yakan şeyini yırtmasına rağmen, efendim işte beynini yırtmasına rağmen Müslümanlar hiçbir şey yapamaması. Yani bu kahreder. Çok ızdırap verir. Şeytanı da en kahreden budur. Çünkü Allah'a karşı övünmek istiyor şeytan. Ama hiçbir şey yapamıyor.