Gizli Tehlike - 3. Bölüm / Komünizmin Kanlı Tarihi - 1

KOMÜNİZMİN KANLI TARİHİ 1

20. yüzyıl insanlık tarihinin en kanlı dönemidir. Bu yüzyılda dünya, soykırım, toplama kampı, kimyasal ve nükleer silahlar, bombardıman, gerilla savaşı, terör eylemleri gibi türlü vahşet yöntemleriyle karşı karşıya kalmıştır. İki dünya savaşı sırasında ve sonrasında, doğrudan veya savaşın dolaylı etkilerinden dolayı 120 milyonu sivil olmak üzere 350 milyondan fazla insan yaşamını yitirmiştir.

1917'de Rusya'da gerçekleşen kanlı Bolşevik Devrimi ile başlayan vahşet, önce yeni kurulan Sovyetler Birliği'nin geneline, ardından Doğu Avrupa'ya, Çin'e, Kore'ye, Vietnam'a, Kamboçya'ya, Latin Amerika ülkelerine, Küba'ya ve Afrika'ya yayılmıştır.  Şimdi bu kızıl vahşetin tarihini, ülkelerde yaşanan komünist dehşeti biraz daha detaylı inceleyelim.

Sovyet diktatör Stalin döneminde ise pek çok insan "Gulag" adı verilen ve tutukluların çok ağır şartlarda ölesiye çalıştırıldıkları toplama kamplarına gönderildi ve çoğu bu kamplardan sağ kurtulamadı. 1918 ile 1953 yılları arasında Bolşevik rejime karşı ayaklanan milyonlarca işçi ve köylü katledildi.

Stalin tarafından kurulan "zoralım birlikleri", köylülerin ürünlerine zorla el koydular, bunun sonucunda 6 milyon insan yine kıtlık nedeniyle öldü. Bu sırada diğer ülkelerin bu zulümden haberdar olmasını engellemek için yurtdışına yüz binlerce ton tahıl ihraç edildi.

Lenin ve Stalin dönemindeki komünist vahşetin bilançosu gerçekten çok ağırdı. Komünist uygulamaların sonuçlarına yıllara ve rakamlara göre baktığımızda vahşetin boyutunu daha iyi anlayabiliriz.

Mao devrimden sonraki ilk yıllarda tüm Çin'e hakim olmak ve komünist otoriteyi her bölgede kurmak için her türlü acımasızlığı uyguladı. Komünizm hakkında en ufak bir olumsuz tavrı görülen milyonlarca insan, herhangi bir suçları olmadığı halde komünizme muhalif sayılarak tutuklanıp hapsedildi ve büyük kentlerin meydanlarında düzenlenen idam törenleri ile öldürüldü.

O dönemde Mao'nun emriyle doğrudan öldürülen kişi sayısının 6 ila 10 milyon arasında olduğu biliniyor. Bu süreçte yaklaşık 20 milyon "karşı devrimci" olarak nitelendirilen kişi de, ömürlerinin önemli bir bölümünü cezaevlerinde hayvan muamelesi görerek geçirdi.

Tiananmen Meydanı'nda Haziran 1989'da yaklaşık 1000 civarında kişinin katledilmesi Çin'de yakın geçmişte yaşanan vahşetin bir diğer örneğidir.

Mao, halkın komünizmi daha iyi anlaması için sözde bir Kültür Devrimi başlattı. “Komünizme aykırı” bulunan binlerce üst düzey bürokrat, üniversite hocası, bilim adamı ve aydın tutuklandı ve korkunç işkencelerden ve aşağılanmalardan sonra idam edildiler.

Mao'nun Kızıl Muhafızları sadece ibadet ettiği, müzik dinlediği, hatta evcil hayvan beslediği için bile on binlerce insanı tutukladı ve yine işkenceler yaparak idam ettiler.

Mao’nun komünist uygulamaları birçok komünist lider tarafından örnek alındı. Kamboçya’da Nisan 1975’te bir Mao’cu olan Pol Pot önderliğindeki Komünist Kızıl Kmerler başa geldi ve bütün şehirleri ve kasabaları tahliye ettiler. Kızıl Kmerler rejimi, tarihte komünist cinnetin doruk noktası olarak değerlendirilir.  Çünkü Pol Pot yönetiminde Kamboçya’da dünyanın en büyük katliamlarından biri gerçekleşmiştir. Yalnızca 1975-1979 yılları arasında, nüfusu 9 milyon olan ülkede, yaklaşık 3.3 milyon kişi, kafasına kurşun sıkılarak, kafatası baltayla parçalanarak, başından torba geçirip boğularak veya açlığa mahkum edilerek öldürüldü.

Çalışma sırasında dinlenmek, toplanan ürünlerden bir parça bile olsun izinsiz olarak yemek veya herhangi bir dini ibadet yapmak, "devrime isyan" sayılıyordu ve bu bahanelerle neredeyse her dakika bir insan öldürüldü. Her aileden en az bir kişi, bu katliamlarda hayatını kaybetti. Komünist yönetim tarafından Kamboçya'da da kasıtlı bir açlık oluşturuldu ve ülkede açlıktan ölenler varken ekilmeye elverişli toprakların yalnızca beşte birinin kullanımına izin verildi.

Kızıl Kmer rejimi, Vietnam'ın 1979'da Kamboçya'yı işgal etmesiyle sona erdi.

Kuzey Kore’de de diğer komünist rejimlerde olduğu gibi, Darwinist tarım politikaları yüzünden büyük bir verimsizlik, kıtlık ve toplu ölümler oldu. 1990'lı yıllarda Kuzey Kore'de tahminlere göre yaklaşık 2 milyon insan açlıktan hayatını kaybetti, hatta bu sayının 4 milyona kadar ulaştığı belirtiliyor. Kuzey Kore günümüzde halen komünist zihniyetin ilkelliğiyle yönetilmeye devam ediliyor ve Mao'nun uygulamalarından daha da acımasız ve baskıcı olan Juche doktrini resmi devlet ideolojisi ve ülke siyasi sisteminin temeli olarak uygulanıyor.

Sonraki bölümümüzde komünist diktatörlerin Darwinizmi savunan; öldürmeyi ve terörü komünist diktatörlüğün bir gereği olarak gördüklerini ifade eden sözlerine yer vereceğiz ve komünist vahşet sisteminden söz etmeye devam edeceğiz.

 

 


A9TV Televizyonu Adnan Oktar Harun Yahya Sohbetler Belgeseller A9 TV Yeni Frekansımız: Türksat 3A Uydusu FREKANS: 12524 Dikey Batı Sembol Oranı: 22500


DEVAMINI GÖSTER