Münafıklar, Derin Dünya Devletlerini ve Güç Odaklarını -Haşa- Allah’tan Daha Güçlü Görüp Onlara Hayranlık Duyarlar

Münafıklar, Derin Dünya Devletlerini ve Güç Odaklarını –Haşa- Allah’tan Daha Güçlü Görüp Onlara Hayranlık Duyarlar

Münafıkların en önemli özelliklerinden biri de, gizli planlar yapıp bunları uygulamaya çalışırken, Allah’ın sonsuz gücünü ve tüm varlıklar üzerindeki hakimiyetini unutmalarıdır. Bu nedenle de, olayların sadece dış görünüşüne bakarak bir yargıya varırlar. Dünyadaki dengelere bakıp kendi küçük akıllarınca bir analiz yapar ve kimden yana olacaklarını buna göre  belirlerler. Güçlü gördükleri bir topluluk varsa, bu gücün daimi olacağını zanneder ve onlardan yana tavır alırlar.

Allah münafıkların bu özelliğini ayette şöyle bildirmiştir:

Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır. (Nisa Suresi, 139)

Ayetteki ‘Kuvvet ve onur’ sözleriyle ‘dünyaya yön vermeye çalışan derin devletlere ve güç odaklarına’  dikkat çekilmiştir. Münafıkların yüzeysel değerlendirmelerine göre bu odaklar, her türlü istihbarat bilgisini, askeri ve ekonomik gücü elinde bulunduran, medya gücüyle toplumları diledikleri gibi yönlendiren dolayısıyla hiç sarsılmayacakmış gibi görünen güçlerdir. Güçlü olduğuna kanaat getirdikleri kimselere kendilerini beğendirmeye çalışır, sosyal medya veya internet iletişim imkanlarını kullanarak onlardan yana olduklarını vurgularlar. Ancak burada önemli bir husus vardır. Münafıklar küfrün önde gelenlerinden yana olduklarını açıkça ifade etmezler. Sinsi ve korkak olan münafıklar her ihtimale karşı, Müslümanlardan gelebilecek menfaatleri de kaybetmek istemedikleri için, gizli mesajlar verirler. Paylaşımlarıyla, beğenileriyle, üsluplarıyla  güçlü gördükleri kişilerin takdirini kazanmaya onlarla bir bağ kurmaya çalışırlar.

Münafıkların düşük akıllarına göre Müslümanlar ise bu odaklar karşısında zayıf ve güçsüzdür. Oysa münafıkları da güvenip dayandıkları odakları da yaratan Allah’tır. Fetih Suresi’nin 4. Ayetinde bildirildiği gibi, “Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır”.

Allah’ın sonsuz gücü yanında, derin devletlerin, derin yapılanmaların ya da benzeri gizli organizasyonların hiçbir gücü yoktur. Zahire aldanan insanlar için dünya hayatında ne kadar gösterişli ya da güçlü görünseler de, bunların her biri, Allah dilemeden hiçbir şey yapamayacak aciz varlıklardır. Bu yapılanmaların önde gelenleri de olsalar, sokakta rastladığınız tüm diğer insanlar gibi, acizlikleri olan, hastalanan, yaşlanan ve bir gün mutlaka ölecek olan, Allah’ın korumasına muhtaç sıradan kimselerdir. Ama bu gerçekleri düşünmeyen münafık karakterli insanlar, küfrün önde gelenlerini gözlerinde çok büyütür ve bunların isimlerini dahi anarken büyük bir hayranlık duyarlar, akılsızca garip bir heyecan yaşarlar.

Allah Kuran ayetlerinde, ‘tarih boyunca nice güçlü toplumlar, nice güçlü insanlar yarattığını; ancak bunların Allah’ın tek bir emri ile tepetaklak devrilip fikren yok olduğunu’ ve bu fikri yok oluşa çoğu zaman çok az sayıda samimi Müslümanı vesile kıldığını bildirmiştir. Bu, Müslümanlar için güven verici bir müjde, münafıklar içinse maddi manevi kayıp demektir. Ayette şöyle buyrulmuştur:

"Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." Bakara Suresi, 249

 



DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler