Aşk ve derinlik insanı olmak için zorluklar şarttır

Sayın Adnan Oktar'ın 20 Eylül 2017 tarihli A9 TV röportajından


VTR: Kötü söz duyan birisi bunu Allah’tan gelen bir uyarı olarak mı algılamalı?

ADNAN OKTAR: Güzel bir imtihan olarak algılaması lazım. Çünkü her şey iyiyse her şey düzgünse imtihan yoktur ve biz eğitilmiyoruzdur. O zaman aşk insanı olamayız biz, tutku insanı olamayız. Derinlik insanı olamayız. O zaman da yani yanlış bir yer olmuş oluyor. Çünkü burası imtihan yerinde sen güzel yaşamak istiyorsun. Allah diyor “Ben eğer sizi güzel yaşatmak istersem böyle bir yerde tutmam sizi” diyor. “Ben şanıma uygun şekilde yaparım bunu” diyor. “Burası imtihan yeri olduğu için Ben sizi böyle zorlu bir ortamda tutuyorum” diyor. “Yoksa Benim amacım” yani “sizin burada eğlenmeniz değil. Eğer amacım eğlenmeniz olsaydı şanıma uygun yapardım bunu” diyor. İmtihan yeri olduğu için ne kadar zorluk çok olursa o kadar iyi. Ama bu tabii çok kısa bir süre sürecektir. Mesela Mehdiyet’in etrafında dönüyor olay aslında çok garip Allah’ın hikmeti. Yani bir insana Allah çok önem veriyor yani bir kişiye çok önem veriyor. Diğer insanlara da önem veriyor ama bir kişiye çok önem veriyor. Onun için tarihi değiştiriyor, olaylar değişiyor, coğrafyalar değişiyor, savaşlar çıkıyor, sistemleri değiştiriyor. Mesela Darwinizm’i çıkarıyor, deccalı çıkarıyor. Sırf Hz. Mehdi (as)’ın çıkması için. Bu çok garip yani. Hz. Mehdi (as)’a da akıl almaz zorluklar veriyor. Bak bu kadar sevmesine rağmen. Allah’ı o kadar sevmesine rağmen. Hiç kimsenin dayanamayacağı zorluklar veriyor Mehdi’sine de. Sırf aşk amaç orada yani tutku. Sonra da bak şimdi İslam’ı hakim edecek göreceksiniz. Ben başınızdayım herkes burada görüyoruz. İslam’ı hakim edecek. Oo gayet mutluyuz falan. Halbuki imtihan bitmiş. İmtihan bittiği için de 7 veya 9 sene gibi Allah kısa tutuyor, isterse çok uzun da yaşatır. Yaşatmıyor, bitmiş çünkü. İmtihan bittiği için doğrudan ahirete yönelik neticelendiriyor. Mesela İsa Mesih’in hayatını uzun tutmuyor Allah. Çünkü bitmiş dünya hakimiyeti olmuş, ortalık rahat, imtihan ortamı bitmiş. Kalmasının bir amacı yok. Bediüzzaman diyor, “Burada kalmaya niyet etmeyin” diyor. Ervah-ı Aliyin, sizden soğur” diyor. Yani “sizi beğenmez” diyor. Yani “meraklı olmayın kalmaya” diyor. “Bittiyse işiniz gelmeniz gerekiyorsa tamamdır” diyor yani. “Gitmek isteyin” diyor. “Burayı istemeyin” diyor. Zaten önümüzdeki yıllarda insanların yakini çok artar, çok artacaktır. Çok fazla olay olacak yakinlerinin artacağı. Yani bu kutsal sandığın bulunuşu da Süleyman Mescidi’nin yapılması; vaat edilmiş bir şey oluyor. Normalde olmaması lazım yani asla müsaade etmezler. Değil mi? Mesela olacak. Süleyman’ın Sarayı asıl hedef değildir. Ama o da olacak. Ama asıl mescit, Süleyman’ın Mescidi. Hz. Süleyman’ın Mescidi o yapılacak. Mesela Kutsal Sandık, Kuran’da özel olarak tarif edilmiş. Yani ve içinde neler olduğu da yazıyor Kuran’da. O bulunacak. Ama sonra çok kısa süre görürsünüz yani öyle zannedildiği gibi değil. Sakinleşecek hayat birden. Hz. Mehdi (as) çıkınca siz zannediyorsunuz muazzam bir heyecan; yok. İlk önce çok heyecan olur. Muazzam heyecan olur 3-5 gün sonra ortalık yatışır. Herkes işinde gücünde sakin, İsa Mesih sakin sakin gezer. Çünkü artık hiçbir iddia kalmamış. Yani sadece ilk defa görenler bir izdiham meydana getirecektir. Vefat ettikten sonra milletin suratı bir karış. Ben size söyleyeyim. İsa Mesih’in vefatı, Hz. Mehdi (as)’ın vefatından sonra İslam’ın hakim olmasına rağmen bütün şevkleri gidecek. Suratları yerde. Çünkü biliyor adam çökeceğini, İslam’ın çökeceğini biliyor. İradeleri de kalmayacak, direnmeyecekler de. Birçok mezar saklanacak. Daha İslam’ın hakimiyetinde saklanmaya başlanacak. Yani “bela geliyorum”  diyor yani artık adım adım bela geliyor yani. Mezar saklanması ne demek? Mezara saldıracaklar biliyorsun. Bak rezaletin boyutuna bak kafirdeki rezaletin boyutuna bak. Kabe’yi de yıkacakları biliniyor. Mesela Kabe’yi yıkacaklar. Dümdüz yapacaklar. Sonra da kıyamet. Dümdüz. Yani biz son zamandayız. Sungur Ağabey çok güzel söylüyor. Millet bayağı bir keyifliydi böyle. Gelenekçiler falan coşmuş vaziyetteler çoluk çocuk, ailece. O çocukları Almanya’da okuyor kimi İngiltere’de, İtalya’da okuyor falan. FETÖ’cüler her yere hakim havasında falan. Sungur Ağabey bir konuşma yaptı. Salona böyle eksi 90 derecelik azot gazı verilmiş gibi oldu yani. Var mı Sungur Ağabey’in konuşması?

BÜLENT SEZGİN: Bakalım.

ADNAN OKTAR: “Kıyamet yakın” dedi. “Çok az” dedi. Tarihini de verdi. Ağız, burun dümdüz gitti milletin yani.  Bir daha da Sungur Ağabey’i çıkartmadılar. Kısa süre sonra da öldü Sungur Ağabey. Evet, göster.

VTR: Sungur Ağabey Kıyametin Hicri 1545 (Miladi 2120)’de Kopacağını Anlatıyor

ADNAN OKTAR: Bak nasıl? Bunu söyleyince zınk diye gıkları çıkmadı. Pür neşeydiler. Sonradan da panik oldular. Bu konuşmadan sonra “Ya” dediler “daha 200 yıl daha var” ilave. Bu sefer 300 yıla çıkarttılar. Risale-i Nur’dan böyle anlamazdan gelerek halbuki gayet net söylüyor Bediüzzaman açık işte “1545 gibi kıyamet kopacak” diyor. “Yok” dediler “Bediüzzaman’ın siz sözüne bakmayın, üç yüz yıl daha var” dediler. Halbuki bu yüz yılda bitiyor. 1545’te bitiyor.


DEVAMINI GÖSTER

Benzer Eserler