Sayın Adnan Oktar'ın 22 Mart 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 22 Mart 2017

 

(Hatay’ın Reyhanlı ilçesi Bükülmez Karakolu’nda görevli askerimiz nöbet sırasındayken Suriye’deki PYD bölgesinden açılan ateş sonucu şehit oldu.)

Ağabeyinin aslanı. Ağabeyinin aslanının da aslanı bu, aslanlıkla da kalmıyor bunlar. Cenab-ı Allah bu güzel günde onu şehitler aleminde yemeğe davet etmiş ne güzel sahabelerle Hz. Ali (kv)’yle, ehlibeytle hepsiyle beraber. Şimdi anlamamıştır da yani ölü olmadığı için biz niye acaba gelmiyoruz diye merak ediyordur. En çok hayret ettikleri o oluyor yani böyle imkan varken neden tercih etmiyoruz diye. Çünkü ölü olduğuna dair hiçbir alamet yok onun için Allah “ölüler demeyin” diyor. Allah şehadetini makbul etsin, kabul etsin, annesine babasına Cenab-ı Allah uzun ömür versin sağlık, sıhhat, hidayet nasip etsin. Tabii bunu yapan adamlar orada duruyorsa onlara da gerekenin yapılması gerekir. Oraya gerekirse bir indirme yapılıp hepsini toparlayıp kodese atmak lazım. Bir kere orada hiçbir müstahkem mevki, hiçbir şey bırakmamak lazım. Ve orada ne kadar üçkağıtçı PKK’lı varsa hepsini yakalamak gerekiyor.

 

(Bugün Londra’da parlamento binası ve civarında terör saldırısı yaşandı. Parlamento binasına giden yol üzerindeki Westminster Köprüsü’ne aracıyla gelen saldırgan köprü üstündeki yayaları ezerek ilerledi. Ardından parlamento binası dışındaki korkuluklara çarptı sonra saldırgan parlamento içine doğru koşmaya başladı ve o sırada polis tarafından vurularak yakalandı. Saldırı sırasında bir polis bıçaklandı, bıçaklanan polis memuru hayatını kaybetti. İngiliz polisi saldırıda dört kişinin hayatını kaybettiğini, biri polis yirmi kişinin yaralandığını bildirerek “Saldırının bir kişi tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyoruz saldırgan etkisiz hale getirildi.”)

Öldürdüler yani. İşte terörü teşvik ediyor İngiltere, kendi başına da Allah sardırıyor o zaman. İngiltere derken İngiliz derin devleti, İngiliz halkı değil de İngiliz derin devleti. Evet, İngiltere’de olan olay için İngiliz halkına geçmiş olsun diyoruz. Terörü şiddetle kınıyoruz. Terör eylemini de şiddetle kınıyoruz. IŞİD’i İngiltere kurdu yani İngiltere kurdu derken İngiliz derin devleti kurdu. İngiliz derin devleti IŞİD’le işbirliği yapıyor. IŞİD içinde çok fazla İngiliz ajanı var. Zamanında bunları böyle yetiştirmişler.

 

Bir Yere Gidildiğinde Oradaki İmkanları İhtiyacı Olmadığı Halde Sonuna Kadar Kullanmak Çok Çirkin Bir Eylem

Bazı insanlar bir imkanı sonuna kadar değerlendirmek istiyorlar. Mesela bir yere gidiyor, bir eve gidiyor görgüsüzlük yapıyor. Farz edelim orada portakal var bir kilo, iki kilo oturuyor hepsini yiyor mesela, bu iğrenç bir eylem. İhtiyacı olduğundan değil aç gözlülüğünden. Yahut mesela kullanılacak ihtiyaç olan bir madde var farz edelim parfüm veyahut işte orada kullanılacak çeşitli temizlik malzemeleri olur falan hepsini harcayıp hepsini tahrip etmek eğiliminde oluyorlar. Mesela farz edelim o çevrenin, o kişilerin imkanı oluyor veyahut devletin imkanı oluyor, mesela muayene imkanı var her gün muayeneye gidiyor, bu müthiş bir görgüsüzlük. Devletin imkanı var diye. Gece gündüz yemek yemek oranın imkanını kullanmak. Bazen otellerde falan da oluyor sonuna kadar orada ne var ne yoksa hepsini kullanmaya kalkmak bu görgüsüz bir hareket. Çünkü israf haramdır yani onu kullanmak diye bir konu olmaz. İhtiyaç kadar olması lazım, ihtiyaç dışı olmaz. O ne olur? İsraf.

 

Tehlikeli Şakalardan Kaçınmak Lazım

Bir de bu halk arasında “eşek şakası” diye tabir edilen şaka çeşitleri var mesela adam yürüyen merdivende arkadaşını itiyor veyahut denizde yüzen adamın başından bastırıp suyun içine derinlere gitmesini sağlıyor. Kardeşim adam birden bir rahatsızlık geçirebilir suyun altında, ağzına su kaçabilir, boğazına su kaçabilir. Boğazına su kaçtığını düşün bitti. Adam ne yapacak orada suyun altında? Veyahut ayağına çelme takıyor yürürken yani densiz münasebetsiz çok fazla böyle öküz şakası oluyor bazı insanlarda. Ve bunlar hep sakatlanma, yaralanma veyahut ölümle sonuçlanıyor çoğu kere. Bunlardan şiddetle kaçınmak lazım.

 

(Londra’da bu saldırı gerçekleştikten sonra Reuters verdiği ilk haberde Sayın Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Avrupa’ya hitaben “Siz böyle davranmaya devam ederseniz yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı batılı güvenle huzurla sokağa adım atamaz” sözünü hatırlattı.)

Tayyip Hocam’ın dediklerinde anormal bir şey yok ki. Onların insancıl, makul merhametli olmalarını söylüyor, dengeli olmalarını söylüyor. Onların derken o münasebetsizliği yapan kimse onlara. Çünkü teröristi beslerse terörist onun başına da bela olur kastettiği o.

 

(Londra’da parlamentoya bugün yapılan saldırı geçen yıl Brüksel’de havalimanına yapılan otuz dört kişinin öldüğü ve iki yüz elli kişinin yaralandığı saldırıyla aynı tarihte yapıldı. Havaalanındaki saldırıyı IŞİD’in yaptığı iddia edilmişti. Ancak IŞİD saldırısını organize eden teröristin İngiliz ajanı olduğu ortaya çıkmıştı. Bir yıl sonra tam olarak aynı gün gerçekleştirilen bu saldırıda Jamaika asıllı bir İngiliz vatandaşı tarafından yapılmış ve saldırgan öldürüldü. Saldırının hemen ardından her yerde Sayın Erdoğan’ın sözleri verilmeye başlandı. Saldırıyı Türkiye’nin planladığı yönünde imalı paylaşımlar yapılıyor.)

Bunlar dünyada ne kadar anormal şey varsa hepsini Tayyip Hoca’nın yaptığına inanıyorlar. Ama bu cinnet derecesine geldi. Adam evde kahvesini deviriyor ‘Tayyip Hoca yapmıştır’ diyor. Karısıyla kavga yapıyor ‘Tayyip Hoca yaptırmıştır’ diyor ben böyle bir kafa görmedim. Ne şüpheciler.

 

Fitneye Kapıyı Kapamak İçin Referandumda Evet Oyu Verilmesinin Daha Hayırlı Olacağını Düşünüyorum

Benim görüşüm ‘evet’. Niye? Çünkü fitne olur aksi. Hükümete bu kadar saldırı varken, bu kadar zordayken. Üstelik Sayın Bahçeli de destekliyor, bayağı sağlam bir adamdır Bahçeli. Tayyip Hoca da bütün ömrünü İslam’a Kuran’a vermiş hafız olan, alim olan bir hocadır. İmamdır aynı zamanda Tayyip Hoca. Güveneceğiz. Ne yapacağız? Güvenmiyorsak seçmezdik o zaman. Seçtiğimize göre güveniyoruz demektir. Önümüzdeki yıllarda da geçmiş yılardaki başarısını göstereceğini düşünüyoruz. Niye değişsin bir anda? Değişir ayrı da 2019’da bu devreye girecek bir sistem. Hükümeti ben güçsüz gösterecek bir şeyi kabul etmem. Çünkü öyle algılanabilir -bana göre öyle değil ama bazıları öyle algılayabilir. Çünkü hayır da çıkabilir. Bu hükümeti sarsacak rahatsız edecek bir şey değil. Gayet normal. Ama “fitne katilden beterdir” diyor Cenab-ı Allah. Ben fitne olacağını düşünüyorum hayır demenin. Evetin hayırlı olacağını düşünüyorum.

 

Her Müslümanın Kaderi Güzeldir

Evetler hayırlar şunlar bunlar hiçbir şey kaderi değiştirmez. Türkiye’nin kaderi güzel. Müslümanların kaderi güzel. Her Müslümanın kaderi güzeldir. Allah tarafından çok düzgün güzel yaratılır kader. Kader en büyük sanatlarındandır Allah’ın. İnce ince yaratılır, çok detaylı. Konuşacağı kelimeler, harfler her şey bellidir. Sonsuz öncede belirtilmiştir, belli olmuştur.

 

Kuran'da Mehdiyeti Anlatan Ayetler

Nisa Suresi 75’te Cenab-ı Allah diyor ki, “Size ne oluyor ki,” diyor. Allah, bir anormallik var diyor. Bir gariplik var; “ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar,” demek ki Müslümanlara saldıracaklar zulüm olacak, Müslümanlar çok zorda kalacaklar. İşte o devirde, Müslümanların çok sıkıştığı devirde “bize Katından bir veli (koruyucu sahib)” sahib-i zaman “gönder” ‘Mehdi gönder’ diyorlar işte. Açık ayet. ‘Mehdi yok’ diyorsun. Allah, ‘Mehdi gönderilmesini Allah’tan isteyin’ diyor. “bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?” (Nisa Suresi, 75) “Neden mücadele etmiyorsunuz?” Diyor. Mehdi’yi isteyin diyor Allah ayette. Ama ne zaman? Çok sıkışıp perişan olduğunuzu düşündüğünüz anda. “Halkı zalim olan bu ülkeden çıkar” artık Müslümanlar yaşayacak halleri kalmamış artık hicret durumuna gelmiş. Böyle bir ortamda Mehdi isteyin diyor Allah. Sahib-i zaman nedir? Mehdi (as)’ın adı zaten sahib-i zaman. Mehdi kelimesi çok az geçer. Mehdi hep kendi lakaplarıyla anılır hadislerde. Mesela sahib-i zaman çok ünlü isimlerden bir tanesidir. Ayette doğrudan sahib-i zaman diyor.

Bakara Suresi 246’da, “Musa'dan sonra İsrailoğullarının önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine: "Bize bir melik gönder de Allah yolunda mücadele edelim" demişlerdi…” (Bakara Suresi, 246) ‘Bir önder, bir Mehdi gönder de mücadele edelim’ diyorlar. Peygambere söylüyorlar bunu. “…Peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." ‘Mehdi olarak onu gönderdi’ diyor. Peygamber bunu söylüyor. Bak bir Mehdi’ye ihtiyaç var peygamberi varken bir Mehdi’ye ihtiyaç var. Allah, peygamberin ağzından söyletiyor. “Size Talut'u (melik olarak) gönderdi.” Diyor, Mehdi olarak. “Doğrusu Allah size onu seçti” Peygamber söylüyor “ve onun bilgi ve bedeni gücünü artırdı…” (Bakara Suresi, 247) Sen istemiyorsun ama Allah istiyor işte.

Enbiya Suresi 73’te “Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık.” (Enbiya Suresi, 73) Hidayete yönelten öndere ne derler? Mehdi işte.

Mehdi emir veren değildir. Mehdi aksine hizmet edendir. Yani melik deyince böyle her şeyi kontrol eden; öyle değil. Mehdi sevgiyi, şefkati, merhameti anlatmaya gelir. Ve hizmet edendir. Kendini Allah’a adayandır.

Taha Suresi 135’te, “De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun.” Çok önemli bu ayet.  “Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan” hidayete eren mehdi olan “kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz."” (Taha Suresi, 135) Bu da ebcedi de Mehdiyet devrini veriyor, o da çok manidar.

Kuran’da iki yüz yerde yaklaşık mehdi kelimesi geçiyor. Yok diyorlar ısrarla. Daha nasıl anlatılsın işte, açık anlatılmış.



DEVAMINI GÖSTER